- Kategori
- Blog yazarları tartışıyor!
Seçmen son sözü söyledi. Zafer AKP’nin.
Alıntı
Her yerde söylemesem de CHP’li dostlarla olan sohbetlerimizde söylemiştim. Fazla uçmayın, düşmesi kolay olsun. Şimdiden bir ziyafet, bir karton da sigara kazanmış oldum. Özellikle Antalya için konuşursam; elinizdekini korumaya bakın üstü hayal olur sizin için demiştim. Hayallerin temsilcisi olan bir burcun üyesi olarak benim görebildiğim bu gerçeği ne yazık ki fanatik diyebileceğimiz bazı CHP’ liler göremedi ya da görmek istemedi. Hal böyle olunca Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı o konuşma gerekliydi.
CHP nerede hata yaptı?
CHP’nin en büyük hatası, (hep yaptığı gibi!) tabanından gelen sese kulak vermemesi, dinlememesidir. Bu iki iki daha dört eder gerçeği kadar somut bir olgudur. İkincisi ve en önemlisi; CHP’nin net bir çizgisinin olmaması ya da çizgisini kaybetmesi, özgün politikalar üretememesi, özellikle son dönemlerde AKP’ yi taklit eden, ona yetişmek için soluk soluğa kalan bir parti görümüne gelmesidir.
Deniz Baykal’ ın çarşaf açılımı ile başlayıp Kılıçdaroğlu ile devam eden bir süreçtir ki bu, AKP, dolayısı ile Erdoğan’ın gerçeği çabuk görüp, çark ettiği olaylara CHP nerdeyse dört elle sarılmış, Midyat’a pirince giderken elindeki bulgurdan olmuştur. Belki de kendine oy kaybettireceğini anlayan AKP tarafından bilerek ve isteyerek o çukura itilmiş, dolayısı ile CHP oltaya gelmiştir.
Şunu kabul etmek lazımdır ki; Erdoğan çok akıllı, akıllı olduğu kadar da sezgileri güçlü olan bir liderdir. Kürt açılımı olarak girdiği yolu her ne kadar demokratik açılım, milli birlik beraberlik söylemleri ile süslemeye, yumuşatmaya çalışmışsa da, bunun toplum üstünde yarattığı reaksiyonu iyi okumuş, anında manevra yaparak içinden çıkılması mümkün olmayan çamur deryasına rakiplerini itmiş, girer gibi yaptığı o balçıktan bir taşla üç kuş vurarak çıkmasını bilmiştir. MHP kaset skandalını ona keza. Aynı şekilde süreci çok iyi yönetmiş, bakmıştır ki iş tersine dönüyor, anında söylemlerini değiştirmiştir.
Kabul etmemiz gereken bir başka gerçek daha var ki; CHP seçmeni AKP ya da MHP seçmeni gibi kolay bir seçmen kitlesi değildir. Okuyan, yazan, gerektiğinde partisi ya da liderini kıyasıya eleştiren bilinçli bir seçmen kitlesidir. AKP ve MHP, hatta BDP’nin tabanı ise daha edilgen, bulduğu ile yetinen, kaderci, bir köy imamının, bir tarikat liderinin, bir aşiret ağasının peşine kolayca takılıp gidebilen, onların her söylediği sözü emir telakki eden, dolayısı ile biat etmeye çok daha yatkın bir seçmen kitlesidir. Tüm bu yapı içine bir de dini söylemler girince, yaşanan onca olumsuzluğa, henüz çok taze olan YGS skandalına, artan işsizliğe rağmen bunu çok iyi kullanan AKP’nin kazanması da kolay oluyor.
Sonuç olarak AKP süreci çok iyi kullanmış, sekiz yıldır iktidarda olmasının, devlet imkânlarını sonuna kadar kullanmasının, arkasına aldığı küresel rüzgarların da desteği ile seçimi çok kolay kazanmıştır. Başarısını tescillemesinin bir diğer en önemli nedeni ise, başarıyı çantada keklik olarak görmemiş, rehavete kapılmamış, bir nevi muhalefet partisi gibi çalışmıştır.
Sonuç olarak özellikle CHP’ nin şapkasını önüne koyup iyice düşünmesinin zamanı çoktan gelmiş, hatta geçmiştir. Bundan böyle nasıl bir yol izlerler ya da izleyecekler bilemem ama bana göre bu CHP etiketi adı altında solun iktidar olma şansı yoktur. Sol kendine yeni bir lider bulmadıkça, daha da önemlisi genel olarak dünya konjonktürü solu işaret etmedikçe solun iktidar olması imkânsız gibi bir şeydir. Çünkü ister ülke bazında olsun, ister küresel ölçekte, gücü elinde tutan para babaları tekerlerine taş değsin, birileri ellerine ayaklarına dolaşsın istemez. Onların değirmenine su taşıdıktan sonra partilerin, liderlerin adı şu olmuş, bu olmuş onlar için hiç mi hiç fark etmez. Onlar gerekirse komünizmi bile getirip kendi elleriyle kurarlar. Zaten Kılıçdaroğlu’nun yeni söylemlerinin altında da bu gerçek yatar. Böylelikle arada bir de olsa burnunu çıkarmaya, diklenmeye çalışan AKP’ ye akıllı ol! Yoksa yerine yenisini getiririz bak demişlerdir. Erdoğan’ın zaman zaman çizdiği zikzaklar da bunun eseridir. En son Libya örneği en iyi göstergesidir. Erdoğan’ın deyimiyle:
"Ustalık dönemi"nin herkese hayırlı uğurlu olması dileğiyle. Kalın sağlıcakla…