- Kategori
- Deneme
Şehir ve Kadın

Bir şehirden gitmek, aslında kendinden gitmek, geçmişinden gitmek hatta her gidişinde yine kendine varmaktır.
Hani ne derler bilirsiniz, her yerden gitsen de bir kendinden gidemezsin...
Kadın farklı gider bir şehirden. Bıraktığı bir aldanış, aldatılış, ihanettir çoğu zaman.
Kırılıp eline verilen hayallerine, umutlarına bakarken tıpkı oyuncağı kırılmış bir çocuk kadar masum ve savunmasızdır......
Gözü yaşlı, yüreği isyan ve pişmanlık!
Fakat bilir kadın, gitmek yürek ister. Gemisini özgürlüğün mavi okyanusuna yelken açmak hırçın dalgalara göğüs germek her babayiğidin harcı değildir. En iyi kadın bilir :))...
Hele bir de küskünse kadın giderken en zoru ve acıtanıdır. Kim bilir belki de o şehirde alışmışdır kadına, kokusuna, kahkahasına, gözyaşlarına, dost meclislerindeki sesine...
Ve belki de kadının şehri özleyeceği gibi şehir de özleyecektir kadını...
Fakat giden kadar mağrur ardından yalnızca bakacaktır. Kal demeden, diyemeden ve buz gibi dokunan yokluğunun sanıcısıyla...
Pişmanlıkları ağır gelir kadına taşımak zul.
Ne kadar karalıysa o kadar pişmansın der mazi, bazen bir fotoğraf karesi bazen film tadında bir sahne anılarda...