Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '07

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Şehirler ağlar

Şehirler ağlar
 

Efendim şehirlerde ağlar. Hem de öyle bir ağlar ki dudakları çatlar ağlamaktan. Göz pınarları kurur susuzluktan.

İki şekilde olur bu ağlamalar, biri sevinçten diğeri de ağlamaktan.

Sular seller ile coşar Bursa. Uludağ’dan taşların arasından parıldar içimize. Yeni bir medeniyet beni bekliyor, damarlarına güç vereyim diye. Genç bir gelinin evden ayrılırken ana ocağına, ayrıldıktan sonra da yeni bir hayata başlamasıyla yar ocağına kavuşmadır bu ağlama. Gönüller bir olmuş bir düzen kurmak, bir hayat kurmaktır amaç. Şehirlerde böyledir. Her yıl yeniler kendini. Burada sular seller ile coşarak büyümenin yeni kolaylıklar getireceği ümidi vardır hep içinde.

Hele Bursa ki dört bir yanı suları şaleleriyle ben buyum, hayat burada, Bursa’da diye haykırmaktadır. Velhasıl sudan ibarettir vücudum, buyurun kana kana için benden bedenimden der. Erikli, Kestel, çekirge, Pınarbaşı ve diğer yerler. Salım salınır şehrin damarlarında, sular saklambaç oynar, çiçeklerin içinde. Büyümenin heyecanı vardır bir de delikanlıdır. Hiçbir şeyi görmez gözü. Bütün setleri devirecek güçtedir birde. Her yere ulaşacak kendini gösterecektir. Ovayı sulayacak, yeşertecektir her tarafı. Yeşil kilimler serecektir ayaklarına. Bütün bunların karşılığında kendine biraz saygı ve bunun yanında büyümenin getirdiği güven duygusunu kazanmaktır amacı. Kendisi gelişirken çevresinin de geliştiğini, büyüdüğünü görmek bunlara sahip çıkıldığını, yaşatılacağını görmek heveslendirir içini.

Lakin zaman geçtikçe toyluk bitince işlerin ters döndüğünü anlar. Fakat iş işten geçmiştir. Sevinç gözyaşları yerini hüzün hıçkırıklarına bırakmıştır. Genç bedeni kirlenmeye, tahrip olmaya başlamış kolu kanadı çizilmiştir. Umutlar Kaf dağından öteye saklanmıştır. Günlerin geçişi kara bulutları andırmaktadır. Yollar bozulmakta kanallar daralmakta, köprüler yeniliklere yol açacağına girdaplara saptırmaktadır. Gün olur zaman sığmaz dakikaya. Karanlıklar arkadaşı olur şehrin, yenilik, medeniyet, anlamlarını duysa da halen bunun kelimelerin içinde kaybolduğunu eriyip gittiğini görmektedir. Parmaklarının uçları körelmiştir daktiloya vurmaktan, harfleri kaybolmuştur. Anıtları yükselirken gökyüzüne abidelerin yerini sahteleri almıştır. Başlar ağlamaya şehir.

Bense yeni bir sayfa açmışken ufuklara kanadım kırıldı benim. Sırça köşklerin, kırmızı lalelerin sarhoşluğu içinde yüzerken, sular başı köpüklü sarılırken çimenlere, kara yağların aktığı sonsuz tünellere dönmüştür damarları. Ağlar şehir, yoların bozukluğuna, kirliliğe, vurdumduymazlığa, yalnızlığa. Bakarken gözleri dolu dolu olur ufuğa. Gün batmakta Çekirge’den her gün yeni bir sayfa açmak için. Bizim şehir ağlamaktadır lakin. İçinde bu dertler elemlidir, kıpırdanmalar boşunadır artık. Bu yüzüstü bırakmalar, sahip çıkmamalar onu kahretmiştir. Boşanmıştır sevdiklerinden, yalnızlık canını sıkmakta yeniden eski günlerini aramakta ağlamaktadır. Erkekler ağlamaz, şehirler ağlamaz deseler de şehir ağlamaktadır, Bursa ağlamaktadır.

Mustafa DOĞRU

 
Toplam blog
: 18
: 1942
Kayıt tarihi
: 23.07.06
 
 

1972 Bursa Büyükorhan Durhasan Köyünde doğdum. İlkokulu köyde Ortaokulu Orhaneli'de liseyi Bursa'da ..