- Kategori
- Haber
Şehit olma kılavuzu...

Şimdi İsviçre’ de, devasa çam ağaçlarıyla dolu bir tepeye bakan bir adam, gözlerini mahmur mahmur ovuşturuyordur. Bir ihtimal can sıkıntısından bunalıyor olabilir. Posta kutusunda çeki, cebinde emekli ikramiyesi, k...nda sağlık sigortası, ne arasan vardır, elin oğlu adamda. Askere gitmemiş, ülkesi için savaşmamış, yolda hiç hırsıza rastlamamış, memleketinde hiç terör olmamış, Amerika denen illet gelip burnunu her yerlerine sokmamıştır muhtemelen. Oh! Ne güzel. Elma gibi yanakları, sağlıklı bakışlarıyla yaşayıp gidecek böyle, sıkıla sıkıla.
Bizde de. Neredeyse alışmamızı bekleyecekler ne buyururlarsa tamam dememize, hakkımızın elinden alınmasına '' kaderimiz'' dememize. Yaşarken alış, ölünce alış, ölmeden önce alış; alışmak hep bu toprakların namuslu çocuklarına düşüyor. Diş sıkmak, fedakarlık etmek, hizmet etmek hep namuslu Mehmet’lerin borcu. Vergiyi bile İşçi Mehmet' ten daha çok alıyorlor, güçlü olandan alamadıkalrı için.
Şırnak idil’ de teröristlerin açtığı hain ateş sonucu Şehit düşen Mehmet Yardımcı isimli polis memuru ''şehit ''sayılmamış. Çünkü olayı yapan failler yakalanmamış. Biz yazmaktan yorulduk. Dinlemekten, okumaktan, üzülmekten bir hal olduk. Birileri bu işi devam ettiriyor.
Bir düşünelim bakalım. Polis memuru Mehmet kardeşimizi kim öldürmüş olabilir? Milyon dolarlık hayat sigortası yaptırmıştır , parayı almak için bunu bilen bakkal Recai kendisini vurmuştur. Gündüz vakti ava çıkmış bir avcı’nın ateşinde ölmüş olabilir. Şırnak terörist bölgesi olmadığından , İstanbul’un göbeğinde çok sakin bir yer olduğundan; ilk kez meydana gelen bu saldırı yetkililerde şüphe uyandırmamış olabilir! Birbiriyle şakalaşan Amerikan askerlerinin Irak’tan açtığı ateş sonucu Şırnağa düşen bir yorgun mermiyle ölmüş olabilir. Aslında devletin paralarını Süleyman’ın yeğeni, Cavit’i, o su bu su bitirmiştir de benim Mehmet’im den tasarruf edecek de olabilirler.
Bazen yüzümü iki elimin arasına alıp utanıyorum. Televizyon seyrederken aniden yüzüme sıçrayan kandan, sinirden irkiliyorum. Bu toprağın insanına, bu toprağa şehit düşen aslanlara reva görülen muameleden utanıyorum. Utanması gerekirken otuz iki dişini gösteren utanmaz politikacılar adına, cesaretle işini yapmayan bürokratlar adına utanıyorum.Bu ülkenin geleceğini çalanların serbest dolaştığı, beş milyon çalanların 20 yıl yediği bir ülkede yaşamaktan dolayı utanıyorum işte ne yaparsınız?
Ayıp be! Polis Mehmet’ in bilemediniz sekiz yüz milyon lira maaşı vardı. Anası vardı, babası vardı, eşi vardı; vardı oğlu vardı. Dilenci çetesi, eroin çetesi, otopark çetesi kursaydı kuranlar gibi; ne yakalanacak ne bir şey olacak krallar gibi yaşayacaktı. O ise ; esmer yüzünü yıkayıp, üstüne mavi üniformasını giyip, sabah ezanında vatan toprağını korumaya gitti.
Ayıp be! toplanıp geride bıraktıklarına sahip çıkacağınıza, teşkilatı ayağa kaldıracağınıza, evi yoksa ev bulacağınıza geride bıraktıkları için. Bir de şehit’ten saymıyorsunuz. Ben Amerika’ yı günahım kadar sevmem ama. Ölen rütbesiz askerlerine verdiği imkanları gördükçe. Nerede bizi yönetenler demekten de kendimi alamıyorum.
Polis memuru Mehmet şehittir. Denizlerde yüzmeyip, yazlıklarda demlenmeyip, vatanı soymayıp soydurmayıp ; bilmediği şehirlerde öldürülenlere Şehit denir. Daha yaşayacağı en az elli sene ömrü varken. O ömrü elinden kayıp düşen bir sürahi gibi kaybetmişken. Sevdiği kucaklara başını koymak varken o başı kara topraklara koyanlara '' Şehit '' denir . Anladınız mı Ey devletlu! Şehit denir. Birazcık edep yahu! Birazcık vicdan. Ne olur!