- Kategori
- Sivil Toplum
Reisleri Kanada'ya yollayın...

Yıllarca gencecik çocuklarımızı birbirine kırdırttılar. Karanfil bıyıklı doktorlar, fidan gibi Doçent’ler, henüz on sekizinde fakülteli çocuklar öldürüldü. Reis diye bir şey çıkardılar. Reis deyince hemen yapıyorlardı. Ülke mezbahaya döndü, o reisler kendileri de öldü; ne oldu?
Bizim ülkemizde belediye başkanına ‘’reis’’ derler. En çok saygıyı o görür. Reis geçerken ayağa kalkılır. Masada en baş köşeye o oturur. Reisi görmek büyük olaydır. Gelin görün ki reisler kurumsal hiçbir şey yapmadılar. Ondandır daracık yollarda arabalarla sıkışımız. Çocukların kuyuya, çukura düşüp ölüşü ondandır. Evden başka her şeye benzeyen hilkat garibelerine üç beş kuruş karşılığı izin veren, elektrik bağlatan , kaçak su bağlanmasına göz yuman reislerdir.
Bugün tüm gazetelerde vardı. AKP gençlik kolları başkanlığında iki yetkilinin chat yazışmaları ele geçmiş. Bir tanesi ‘’reis’’ kodlu. Diğeri diyor ki’’ Reis bizim kadın kollarındaki A.E nasıl? Taş gibi di mi? Reis yazamayacağım şeyleri yaza yaza sohbete devam ediyor. Beraber çalıştığı bacıları için neler neler düşünüyor Reisler. Bacı gelip gözünü yere eğip bir şey diyor diyelim. Bizim reis kafasında At olmuş ortalığı toza dumana veriyor; gözler kıpkırmızı, kulaklar domates kızılı.
İmam hatipli kuşağı yaratmaya çalışınca ülke gül suyu kokacaktı değil mi? Elde tesbih, kafada takke olunca; açlar doyacak, fakirler ısınacak, hayvanlar merhamet bulacaktı. Arada bulasın, çok bekler bekleyenler.
Tüm reisleri alıp Kanada’ya yollasalar. Reissiz kalsak. Öylece bir boşluk çökse ortalığa. Rüzgar gelip ortalığı süpürse. Ne güzel olurdu .