Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '16

 
Kategori
Güncel
 

Şehitler ölmez vatan bölünmez mi dir?

Şehitler ölmez vatan bölünmez mi dir?
 

Bugünlerde en çok duyduğumuz sloganlardan biri kuşkusuz "şehitler ölmez, vatan bölünmez". Haziran sonrası dönemde başlayan çatışmalarda şimdiye kadar 400'ün üzerinde şehit verildi ve somut olarak nasıl bir başarı kazanıldığı meçhul. Operasyonlar ağırlaşarak, şehirler yıkılarak, toplum duygularını kaybederek ve empati yeteneğimizi öldürerek yaşamaya devam ediyoruz.

"Duyguötesi Toplum" Hırvat Sosyolog Mestrovic'in meşhur kitabı. Kendinden önceki modern siyaset ve toplum eleştirmenlerinden hareketle yeni bir kavram üretiyor; duyguötesi toplum. Ona göre modern toplumlar söylendiğinin aksine aklı olabildiğince az kullanır. Bunun yerine simülasyonlar ve görselliğin manipüle ettiği bir duyguötesi hal yaşanmaktadır. Duyguötesi toplumda kültürel hegomonya akıl üzerine değil duygu üzerine yoğunlaşır. Özetle Aydınlanmanın akılcılığı akılsızlığa! doğru evrilmiştir. 

Bu toplumun bazı özellikleri dikkat çekici; 1- Normal bir toplumda öfke duyulması gereken şeyler hoş görülür ya da üzerinde uzun uzadıya düşünülmez, 2- Kitle toplumunun kolektif hareket etme yetisi kaybolmuştur. Atomize olmuş bireyler neye tepki göstereceğine karar vermez, 3- İnsanlar öfkelense de buna tepki gösterecek bir kitle oluşturmak zordur. Acılar ve öfkeler kendi içimizde yaşanır, 4-  Alternatif kamular da artık fazlasıyla manipüle olduğundan güven vermemektedir.

Şİmdi, bu kadar şehit varken, neden umursamaz olduk! sorusunun cevabına bu pencereden bakabiliriz. Evet biz artık aklımızın almadığı bir felaketin şahitleriyiz. Gördüklerimizi izah edemiyoruz ve elimizden birşey gelmiyor. Bu acılarımızı bastıracak çokca alternatif kamulara da sahibiz. Şehit cenazeleri bizi öfkelendirse de Survivorlar, aşk/mafya dizileri, evlendirme ve talkshow programları bizim sinirlerimizi sakinleştirebilir. Yakınımızda bir şehit cenazesi gelmişse orada slogan atarak rahatlamışsak bu büyük bir vatanperliktir! Peki şehitlerin yakınları, çocukları, anneleri-babaları, kardeşleri, sevenleri de rahatlıyor mu? "Baba gitme..." diye babasının tabutuna sarılan yetimlerin duyguları da ölüyor mu? Peki babası gerçekten ölümsüz mü oluyor, atılan sloganlarla? Ya da babalar-evlatlar, ne ara yığıldığını kimseninin etraflıca izah etmediği silahlar ve bombalarla ölürken bunların nereden, nasıl geldiğinin hesabı veriliyor mu? Biliyorum bu soru aklımızı fazlasıyla zorluyor ve zihnimizin konforunu bozuyor. Bunun yerine PKK'ye ve ürettiğimiz diğer düşmanlarımıza lanet okumak duyguötesi toplumun mantığına daha uygun. 

Bir de şöyle soralım, kendi şehirlerimizde tanklarla aylardır ağır operasyonlar yaparken doğudaki-batıdaki Kürtler dışlanmaya başladıklarını düşünüyorsa vatanı birarada nasıl tutacağız? Bu kadar kitleselleşmiş bir örgütle savaşırken 10 milyondan fazla Kürdün devlete bağlılığını artırmak için ne gibi sloganlar ürettik? Mesela operasyonlar sebebiyle evlerini terk eden insanlar ne oldu, bunlar için sadre şıfa ne yapıldı? Devlet babadır, kendisini sevdirmek için bişey yapması gerekmez diyorsak, kendi babalarımızı düşünelim! Kabul etmek gerekir ki Kürtler PKK'ye kızıyor. Peki devlete kızmıyor mu? Bölgede gelip inceleme yapan iktidar yanlısı-karşıtı herkes hemen hemen aynı noktaya temas ediyor; halk PKK'ye de devlete de kızgın.

Vatanın bölünmemesi ancak herbir ferdinin ona gönülden bağlanmasına bağlıdır. Şehit cenazeleri Türk milliyetçiliğini artırırken Kürtlere karşı dışlama da artmaktadır. Bu oran, işler iyiyken bile yüksekti (TESEV'in ve SETA'nın 2010 sonrası araştırmaları var). Korkarım şehit sayısı arttıkça Türklerin Kürtlere karşı sempatisi daha da azalacak. Elbette bu Kürt milliyetçiliğini de tetikliyor. Milliyetçilik çalışmaları bunların örnekleriyle doludur.

Suriye ve Irak örnekleri hemen yanıbaşımızda. Bunları görmek vatanın birlik ve bütünlüğünün önemini anlamamızı kolaylaştırabilir. Ancak bir halkın birlik ve bütünlüğü "öldürerek" sağlanamaz. En eski çağlardan beri bunun yolunun "ADİL DEVLET" inşa etmekten geçtiği herkesin malumu değil mi?

 
Toplam blog
: 17
: 489
Kayıt tarihi
: 01.02.16
 
 

Aslen Trabzonlu, İki çocuk babası din sosyoloji alanında Dr.   Yakın dönem Kürt toplu..