Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '07

 
Kategori
Güncel
 

Şehitlerin ardındaki acı öfke...

Şehitlerin ardındaki acı öfke...
 

Her yer kan olmuş, kırmızı olmuş. Yürekler bin parça, ya, en çok düştüğü yeri yakıyor. Anaların yüreği paramparça, kimisi söz vermiş şehidine ağlamayacağım diye dudaklarını kanatıyor kimisi bayılmış oğlunun tabutu başında… bu nasıl bir acıdır? Buna nasıl dayanılır? Başın sağ olsun demek ne kadar rahatlatır yavrusunu kaybeden bir anayı… Babayı… kardeşlerini… yavuklusunu…

Okuduğumuzda ya da izlediğimizde haberleri içimiz acıyor… Beni, bizleri böylesine etkiliyorsa, o ana baba kim bilir ne halde… Sevgilisi, karısı, kardeşi, çocuğu ne halde? Çok genç hepsi, ölmek için çok genç… Daha ömürlerinin başındalar, yokuşlarını tırmanmamışlar, mavi sularında yüzmemişler hayatın… Çoğu yoksul çoğu gariban çocuklar. Yaşlandıklarını göremeyecekler, sevdiklerine bir daha sarılamayacaklar, arkadaşlarıyla şakalaşamayacaklar, doğan günü, batan güneşi bir daha göremeyecekler… Gittiler… Ay yıldızlı bayrakla gittiler… Kendilerinden öncekiler gibi… Muhtemel kendilerinden sonrakiler gibi…

Sakin olmak gerek belki ya nasıl mümkün olacak bu? Bu kan kokusu içinde, bu ihanet karşısında nasıl olacak? Yavaş yavaş taraf olmuyor mu herkes? Bu mudur istenilen? Bu mudur hedef? Analarının koynundan henüz çıkan, sevdiklerine kavuşamayan bu çocukların günahını kim ödeyecek? Ya timindeki askerlerini kaybeden komutanlar? Onların ruh hali nasıldır kim bilir? Evlatlarını kaybetmiş, kanadı kırılmış bu kahraman adamların acılı yürekleri nasıl onarılacak? Her şeye rağmen dimdik ayakta duran o yiğit komutanlar ağlıyorlar belki de evlatlarından saklayarak gözyaşlarını…

Ve ortak soru, ne olacak bundan sonra… Daha neler olacak bu ülkede? Haberler çok can sıkıcı… Netlik yok, kararlılık yok… Sanki güne göre program belirleniyor gibi, yarının ne olacağını sanki kimse bilmiyor… Güvensizlik, endişe had safhada…

Çok fazla ölüm var bugünlerde… Çok fazla kaybedilenler… Sade can değil giden, bugüne dek üstüne titrenilen değerler, şimdi umursanmıyor bile… Televizyonlar televole gülü olma telaşında, izleyiciler dizilerdeki hayatları bile çok daha fazla önemsiyor, sıkı takibinde herkes beyaz cam aşklarının ayrılıklarının…

Bunca kayba, değerlerdeki erozyona rağmen, kan gövdeyi götürüyorken, nasıl hala çok istikrarlıyız, anlamış değiliz… Onca işsiz varken, çoğu insan gırtlağına kadar borca batmışken nasıl hala ekonomimiz büyüyor, bilemiyoruz… Zahir bir bildiği var büyüklerin… var ki, ülkemizde yaşanılanları bilmememiz için yayın yasağı konuyor, var ki bize kedisini bile emanet etmeyenlerden, ayağına kadar giderek, hala destek isteniyor…

Dedik ya, var zahir büyüklerin bir bildiği sadece halk olarak biz anlamıyoruz…

 
Toplam blog
: 7
: 1280
Kayıt tarihi
: 24.11.06
 
 

Herşeyden bir parça bahsetmeyi, bunları yazıya dökmeyi sevince, neden olmasın diyor insan... Yazmak ..