Şeker Hastalığı ameliyatında başarıyı etkileyen faktörler

Şeker hastalığı ameliyatının önemi.

Şeker hastalığı ameliyatı, tip 2 diyabetin etkisi ve işleyiş mekanizmaları araştırılarak incelenirken bu işleyiş mekanizmaları temel alınıp şeker hastalınağa özel olarak geliştirilen cerrahi uygulama yöntemidir.

 

Geliştirilerek ilerletilen bu cerrahi uygulamada devam eden şeker hastalığını besleyen sindirim sisteminin yerine, tip 2 diyabetin işleyiş mekanizması üstünden cerrahi şekilde gerçekleştirilen bir teknik uygulama ile (İşte buna ileal interpozisyon ismi verilir.) hastalığın düzelmesi için eğilime girecek yeni sindirim sistemini beslemek istenen çözümlerin en faydalısı olarak görülmektedir.

Şeker hastalığı ameliyatı operasyonu diyabet hastalığının tedavisinde bilinen en etkili uygulama olduğu ön görülmektedir.

 

Şeker hastalığı ameliyatı ile birlikte uygulanan sleeve gastrektomi cerrahi yöntemi tip 2 diyabet tedavisinde başka tedavi yöntemlerine göre ön plana çıkmaktadır. Sebebi ise bu ameliyat obez olmayan hastalarda dahi olumlu netice vererek, kalıcı olan beslenme problermlerine sebep olmamakta(vitamin ve mineral eksikliği gibi), yaşam beklentisi ve yaşam kalitesini bariz oranda pozitif yönde etkilemektedir. Bütün bu uygulamalardan yola çıkarak sözü geçen bu operasyonların metabolik etkilerinin çok daha güçlü olduğunu belirtebiliriz.

Her hastanın şeker hastalığı ameliyatında gördüğü etki seviyesi değişiklik gösterebilmektedir. Bu seviye de etkili olan faktörleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;

Hastanın yaşı

Hastağın süresi

Tedavi geçmişi

İnsülin, C – Peptid rezervi

Yemek sonrası elde edilen insülin ve C – Peptid aktivasyon durumu

Şeker hastalığına bağlı organ hasar dereceleri

 

Şeker hastalığı ameliyatına engel teşkil edebilecek bazı durumlar

 

Ameliyat olmadan önce hasta bir takım testlerden geçirilir ve büyük bir cerrahi ekip tarafından değerlendirilir. Bu değerlendirmede ki amaç, hasta tarafından herhangi bir engele sebebiyet verebilecek durumları ameliyat öncesinden tespit etmektir.

 

Bu engeller nelerdir ?

 

Ciddi oranda yemek yeme bozukluğu teşhisi olan hastalar. (Bulimia gibi.)

 

İleri derecede akciğer, böbrek ve kalp hastalıkları olan hastalar.

 

Obezitesi endokrin sebebi ile diğer bozukluklara bağlı olarak teşhis edilen hastalar.

 

Karaciğer fonksiyonlarında ileri seviyede bozukluğu olan hastalar.

 

Sindirim sisteminde halen devam eden bir takım hastalıkları (Peptik ülseri gibi.) ve bir takım önceden geçirilmiş cerrahi geçmişi olanlar hastalar.

 

Kanser durumu olan hastalar.

 

Sayısız reçete ile kilo vermeye yönelik karışık çeşitli bitkisel ürün kullananlar.

 

Hamilelik ve hamilelik planı olan hastalar.

 

Hastada başarılı olabilmesini etkileyen en önemli etken, ameliyat olacak olan hastanın pankreasında insülin üretebilecek bir kapasitenin olmasıdır. Fakat bu kapasite tek başına yetmez. Belli ölçüde yeterli olan kapasiteyi korumuş olan hastaların bazılarında ne yazık ki şeker hastalığına bağlı olarak bir çeşit organ hasarları mevcut olabilmektdir. Örnek verecek olursak; yaşanan kalp krizleri ve bu krizlere bağlı olan ciddi enfeksiyonlar, bu sırada kalıcı olarak kalp duvarında ciddi hasar meydana gelmiş olması, böbrekte bulunan ciddi olabilecek böbrek yetersizliği başlangıcı gibi.

 

Böyle durumlarda doktorlar genellikle ameliyatı hastaya önermezler. Yada bazı çeşitli durumlarda ise, kısıtlı bir yarar meydana geleceğini ön görerek, ameliyattan sonra tüm tedavilerin kesilemeyeceğini ön görürler. Dolayısı ile, ilerleyen detay için yalnızca pankreasın çalışıyor olabilmesi bu ameliyatın gerçekleşebilmesi için yeterli olmaz. Şeker hastalığına bağlı olan organ hasarlarının ciddiyeti de bu ameliyattan görülecek olan yararı oldukça büyük bir oranda etkiler.

 

Bu tarz metabolik cerrahi yöntemler şeker hastalarında aynı derecede etkili olur mu ?

 

Hastalara uygulanan metabolik cerrahi yöntemlerinin her biri,birbirinden çok farklıdır. Bu sebepten dolayı metabolik fayda güçleri de ister istemez farklı olacaktır. Kısacası şöyle anlatacak olursak, Ameliyatta yalnızca mide hacminde küçültme yapılacak olan operasyonlar, mide hacmi esnediği zaman, metabolik etkisini yavaş yavaş kaybetmeye başlar ve bu oldukça hızlı gerçekleşir.

 

İnce bağırsağa bir takım mesafeli bypass olan operasyonlarda ise, bypass yapılan mesafe, yani ne kadar fazla ince bağırsak gıda geçisinden ayrı tutulur ise, metabolik etkisi de bir o kadar artacaktır.

Böylece metabolik cerrahi ameliyat yöntemi ile henüz sindirilmemiş olan gıdayı ince bağırsağın son bölümüne ne kadar erken zamanda götürürse, o kadar ciddi bir emilim kısıtlaması meydana gelmesine rağmen,o kadar güçlü bir metabolik etki gerçekleşir ve elde edilen başarı da güçlü ve kalıcı olur.

 

Bir ince bağırsak bypass operasyonu ne kadar az ince bağırsağı atlarsa, meydana getirdiği metabolik etki o kadar az olur. Metabolik cerrahi etkisinin ortadan kalkması da o kadar hızlı gerçekleşir.

 

Dr. Tuğrul Demirel 

http://www.tugruldemirel.com/