- Kategori
- İlişkiler
Seks ve cinsellik en yüksek dönüştürücü ve geliştiricidir.

Gelişimin bütün evrelerini incelediğimizde özel olarak seksin ve bütünsel yaklaşım içinde de cinselliğin yüksek dönüştürücü gücünü görüyoruz. İnsanlığın tarihi bir anlamda cinsliğin de tarihi olarak görünmektedir. Felsefe ve inançların şekillenmesinde açık veya kapalı olarak cinsellik sürekli etkili olmuştur.
Bu konuyu ele alış zamanlaması konusunda merakınız olabilir. Gelişim ve farkındalık yaklaşımlarında cinsellik ve ona verilen önem neredeyse hiç yokmuş gibi ele alındığını hissediyorum. Bu alanı eksik ve açık bıraktığınızda çok geniş bir boşluk toplumu ve kişiyi emen bir kara delik haline dönüşme ve eksik farkındalık gelişme tehlikesi vardır.
Cinsellik en temel dürtülerden biri olmasına karşın güncel işleniş yaklaşımındaki magazinel ele alış nedeniyle korku yaratmakta, bahis geçmesinden dahi rahatsızlık yaratacağı ortamlar oluşmaktadır. Oysa seks ve cinsellik felsefelerin, inançların ve geleneklerin her zaman içinde ve belirleyeni olarak yerini almıştır.
Doğu felsefesinin cinselliğe ayırdığı alanlarla toplumsal yapımızın cinselliği ele alış şekli arasında önemli farklar bulunmaktadır. Yok saymak, fark ettirmemek gibi yaklaşımlar gelişimi ve farkındalığı eksik bırakmaktadır. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak cinsellik özgür ve modern alanlar olarak karşımıza çıkamamaktadır.
Cinsellik en yüksek farkındalık geliştiricisidir. Evlilikle birlikte gelen düzenli seks yaşamı ve birliktelik (başka şekillerde de olabilir, evlilik yaygın olduğu için kullandım) insanın en önemli gelişim evresini oluşturmaktadır. İnsanın üreme güdülerinin de karşılandığı bu beraberlikler başka farkındalık ve gelişimlerin önünü açmaktadır. Tabi ki bu birlikteliği yaşarken üzerindeki toplumsal baskı ve problemler gelişimi erteleyebilir veya geciktirebilir. Sokakta öğrenilen cinsellik nedeniyle yeterince doğru yaşanmayan bir süreç sorunlara da yol açabilir.
Cinsellik, cahiliye döneminden modern yaşama kadar kişisel ve toplumsal gelişime damgasını vurmuştur. Ele alınışındaki utangaçlık, açıklık ne olursa olsun kodların en karmaşık yazıldığı bölüm olarak düşünebiliriz. Tercihler açısından da ele aldığımızda bireysel tercihlerde bütün dönemlerde değişik seçimler olmuştur. Bugün bu tercihin yaygınlaştığı veya çoğaldığı hissi veren şey bireyin ifade gücünün gelişmesinden ve tercihini açıklama serbestliğinden kaynaklanmaktadır.
Gerek homoseksüel, biseksüel ve lezbiyen ilişkiler tarihin bütün dönemlerinde toplumun her kesiminde görülmüş ve etkili olmuştur. Medreselerden saraylara, kahvelere, meydanlara kadar her alanda tarih boyunca cinsel tercih gen kodu arızası veya geliştiricisi olarak değişik seçimlerle kendisini ifade etmiştir.
Bugün toplumsal yaşamın aynası olabilecek alanlarda cinselliğin ele alınış şekilleri bize bazı ipuçları verebilir. Magazin anlamda çok eşli denebilecek bir yaşam tarzının öne çıktığı küçük bir topluluğu saymazsak (tarihin her döneminde bu çılgın topluluk değişik şekillerde vardı) toplum cinselliği bulunduğu çember ve düzlemdeki geliştirici disipline göre yaşamaya ve gizlemeye devam etmektedir. Gelişimin bazı aşamalarında bunun sonuçları arzu edilmeyecek sonuçlara ulaştığında ise pencerelerin ve kapıların daha sıkı kapanmasına yol açmaktadır.
Toplum düzenli cinsel yaşamın yanında kendi tercihlerini de yaşamaktadır. Kişiler gen deneyimlerinde yazan bir çizgide kabul veya redle kendilerine çizilen cinsellik haritasının koordinatlarında yaşamını ve seyahatini sürdürmektedir.
Görüşüm, vurgulanabilecek olan seçimler, deneyimler ve oluşlar açısından her zaman önemli bir yer kaplamış olan cinselliğin sığ ortamlarda ele alınışının deneyimi geciktirdiği yönünde. Toplum reel yaşamda felsefeyi çok gerilerde bırakan bir hızla cinsellikle ilgili sorunu çözmeye yönelmiş ama bu deneyimin sonuçlarını kendi dar dünyasından dışarı çıkarmama konusundaki yaklaşımını değiştirmemiştir.
Farkındalık ve bilgi düzeyi yüksek topluluklarda da bu konuda bir bilgi akışı ve deneyim yaklaşımı görünmemesi bu sorunun olmadığı anlamına mı gelmektedir? Yıldızlı, uzaylı, kanallı, farkındalıklı ve öngörülerle rüyalarla dolu yaşamlardan bu alanlardan ses gelmemesi o alanlarda her şeyin yolunda gittiğini mi göstermektedir?