- Kategori
- Kültür - Sanat
Selçuk, toprağımızı onurlandırdı

“<ı>Bir kuş geldi / Kondu penceremin önüne / Üç kez öttü: / Doğum dedi, / Yaşam dedi, / Ölüm dedi. / Dördüncüyü bana bırakıp gittiı>.” - Hacı Bektaş Veli
*
Günün erken saatlerinde Cumhuriyet’in sayfalarına göz gezdirirken koyu siyah harflerle dizilmiş “Hacıbektaş’a uğurladık” başlığı ilgimi çekti. Sonrasındaki tümceleri birer birer ve sindirerek okudum.
Cumhuriyet’in köşe yazarlarından Orhan Bursalı’nn ‘Kapanan bir şemsiye’sinde; O, insanların yüreklerinden kopuşun adıydı, evrensel bir değerdi. Karikatürsel bakışıyla ülkemiz insanını derinden etkileyen bir sanatçıydı. Deniz Kavukçuoğlu’nun değerlendirmesiyle; her çizgisinde bir ders veren ve yaşama anlam katan bir büyük ustaydı.
Emre Kongar, köşe yazısını ‘Zekânın, sanatın ve çağdaşlığın sentezi’ sözcükleriyle başlıklayarak özgün biçemde (üslup) işlemişti. Bedri Koraman : “ <ı>Namuslu çizgileriyle siyaseti irdeleyen çok usta bir çizerdiı>.” derken, bir başka anlamlı olanı da Etem Çalışkan’ın sözcükleriydi: “<ı>Bilhassa kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyet’e ve herkese, her şeye; kaleme, kâğıda, mürekkebe başsağlığı diliyorumı>.”
*
Turhan Selçuk’un İstanbul’daki uğurlama töreni oldukça görkemli geçmiş olup sanatçılar, yazarlar, yurttaşlar ve toplumun değişik kesiminden sevenleri özveri görüntüsü sergilediler.
Geçmişte Selçuk’un Belediye Başkanımız Ali rıza Selmanpakoğlu’na halkın huzurunda dilekte bulunduğu ve olumlu yanıt alması üzerine vasiyeti çerçevesinde cenazesi, ilçemde türkünün sesi Mahzuni Şerif’in mezarı ile insanlığın simgesi Âşık Veysel, Pir Sultan Abdal ve Yunus Emre’nin anıtlarının bulunduğu, Anadolu’nun sepserin yellerinin estiği Çilehane Tepesi’nde toprağa verildi. Hacıbektaşlılar: “Selçuk, toprağımızı onurlandırdı!” deme şansını ve onurunu yakaladılar.
Toprağımıza hoş geldin güzel duyguların ve Abdülcanbaz tiplemesiyle ün kazanan gerçeğin çizeri, can dost! Yattığın yer aydınlık olsun! Size, sevenlerinize ve tüm yazıp çizen dostlara Fuat Bayramoğlu’nun rubaisi ile sevgilerimi yolluyorum:
“<ı>Bir şey yapabildinse şu dünyada eğer, / Bir şey ki hatırlanmaya bir parça değer, / Bir ses, bir çizgi, bir şiir, bir büyük aşk / Bunlarmış ölümsüzlüğün esrarı meğerı>.”
*
Muhsin DURUCAN