- Kategori
- Şiir
Semah
SEMAH
Semada bülbüller,
semahda güller,
bu yol insanın kendine gider.
Bir yerde bırakmışsındır bu türküyü,
bu türkü bir yerde seni çizmiştir
-sen fark etmeden-
bir başkasının gözbebeklerine.
O gözbebeklerini
sonra ararsın,
ararsın da bulamazsın.
Sevda önce gözlere iner,
avare avare salınırsın ortada.
Ruhun titrer,
ısıtamazsın.
Döne döne,
yana yana
yanaşırsın aşka,
hiçliğe,
güce.
Asla ıslatamazsın içindeki çatlak toprağı,
dilin düşman olur sana,
lal olursun.
Damlaya damlaya,
çoğala çoğala,
damlaya çoğala,
akarsın,
azalırsın.
Dön gönül,
pervane ol aslı’na.
Aş haddini, çöz şifreyi.
- gönül, bülbül, gül -
Kaça kaça,
kovalaya kovalaya,
kaça kovalaya,
yakalayamazsan;
avlanırsın.
Sevda sonra tüm bedeni sarar.
Sorular kendini sorar,
cevaplar firaridir.
Ve haramiler sevda yağmalar her seherde.
Tan yerinde, güzelim bir tavus kuşu
coğrafyasını gizler alıcı kuşlardan,
gökkuşağına açar renklerini.
Sevda sonra yüzünü yırtar,
hızlanır atışı kalbinin,
kalbin sana sığmaz, sen kalbine;
taşamazsan, patlarsın.
Semada bülbüller,
semahda güller,
sonra çağrışımlar,
ve başkalaşımlar,
dönüşümler.
Dönüşürsün.
Külsündür artık sen,
tüysündür bulutlara asılı.
Bu yol senden geçer,
sana gider.
Kaybolursan,
geri dönemezsin…
D. Dara KILINÇ
LaL - 2006