Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Semazen Ve Semiyoloji (I. Bölüm)

Semazen Ve Semiyoloji (I. Bölüm)
 

Bir Tren Yolculuğu

İyi hikâyedir: Savaş zamanı, Odessalı Yahudi bir bilim adamı uzun süre uğraşıp aylarca bekledikten sonra nihayet Moskova'ya gitmek için izin alır. Trene biner, yerine geçeli daha birkaç dakika olmuştur ki, içeri genç bir adam girer, yanına oturur. Bilim adamı delikanlıyı göz ucuyla süzerek, aklından şunları geçirir; "Bu genç hiç köylüye benzemiyor. Köylü değilse, büyük bir ihtimalle bu civarda oturuyordur. Bu civarda oturuyorsa Yahudi olmalı çünki ne de olsa burası Yahudi Mahallesi. Öte yandan, eğer Yahudi ise, nereye gidiyor olabilir? Kendi mahallemden Moskova'ya seyahat izni alabilen tek kişi benim… Bir dakika... Moskova'nın hemen dışında, Samvet adlı küçük bir köy var. Oraya gitmek için özel bir izne gerek yok… İyi de, niye Samvet'e gidiyor olsun ki? Muhtemelen oradaki Yahudi ailelerden birini ziyaret edecek. Peki, Samvet'te kaç Yahudi aile var? Sadece iki: Bernsteinlar ve Steinbergler. Bernsteinler kimsenin görüşmek istemediği, çok sevimsiz, berbat bir ailedir. Demek ki Steinbergler'i ziyaret ediyor olmalı. Steinbergler’i ziyaret için ne gibi bir sebebi olabilir? Steinbergler'in yetişkin kızları var. Belki o kızlardan birinin kocası, ailenin damadıdır. O zaman hangi kızla evlendi? Olga’nın, Budapeşteli o hoş avukatla evlendiğini duymuştum. Ester ise Zadomirli bir işadamıyla evlendi. O halde Olga'nın kocası olmalı. Demek ki adı, yanılmıyorsam, Alexander Kohen. Ama Budapeşte'den geliyorsa, oradaki antisemitizm yüzünden soyadını değiştirmiştir. Kohen'in Macarca karşılığı neydi? Kovacs… Ama soyadını değiştirebilmişse, o zaman özel bir statüye sahiptir. Ne olabilir?... Üniversitede doktor." Bilim adamı bu noktada delikanlıya döner ve "Nasılsınız Dr. Kovacs?" diye sorar. "Teşekkür ederim efendim" diye cevap verir hayretler içindeki yolcu. "Ama adımı nereden biliyorsunuz?" "Bu çok açık" der bilim adamı...

Sami Dilleri Kompartmanı

Bir konu hakkında çalışmaya başlarken zihnin Odessalı bilim adamı gibi düşünmesi gerektiğine inanırım. Samî dilleri ile aynı kompartımanda seyahate çıktığımızda, işe ta Nûh Nebi’den başlamamız da bu yüzden.

Hazret-i Nûh’un “Ham”, “Sam/Sem” ve “Yafes/Yafet” adındaki üç oğlunun, Tufandan sonra dünyanın farklı bölgelerine dağılıp, farklı diller konuşan ırkları oluşturduğuna inananlar; Yafes'den Türklerin, Hind-Avrupa’nın yani beyaz ırkın, Sam'dan, Araplar ve İbranileri de içine alan Sami ırkının, Ham'dan ise Kuzey Afrikalıların çoğaldığını, teolojik metinlerle ispatlamaya çalışırlar.

Sâm, Sem ya da Şem diye adlandırılan soydan gelerek bu dili konuşanlar Samiler, Sem’îtler ya da Semud kavmi diye anılır. Standard İbranice’de (Sem) Tiberia İbranicesi’nde (SÃM); Eski Yunan’da ( Sim); Arabça:( Sam) Eski Ahid’e göre Nuh peygamberin oğullarından en büyüğü kabul edilir. [1]

Mihayel ve Bar Hebraeus tarihlerinde ise Sam’ın ayrı diller konuşan beş oğlundan bahsedilir.[2] Sam, Haber'in (İbranilerin), Elâm'ın, Assur'un, Aram'ın, Arpad'ın ve Lût'un babasıdır. Sam’[3]dan türeyen kavimler, neredeyse tüm Orta Doğu ve Doğu Akdeniz ülkelerine yayılıp Mezopotamya ve Doğu Akdeniz’e hakim olmuştur. Araplar, Asuriler, Finikeliler, İbraniler ve Süryaniler Sami dilleri konuşurlar. Sami dilleri, Akkadça, Aramice, Arapça, Habeşçe ve İbranicedir.

Hz. İbrahim(Brahmi)[4]’in adından hareketle Yafesi olduğu, Sami ırkından Sara ile evliliğinden sonradan “İsrail” adını alan oğlu Yakub/İshak, Hami ırkından Hacer’le evliliğinden de oğlu “İsmail”in doğduğu yine teolojik metinlerle ifade edilir. Sara’dan olan oğul Yakub- “İsrail” oniki oğullu İsrailoğulları kavminin, Mekke’ye yerleşen Hacer'den olan oğul İsmail ise Arapların atasıdır.

Semantik Sem

Sem’in dalgalandırdığı çağrışım havuzuna kısa süreliğine dalacak olursak, bugün kullandığımız bazı kelimelerin geçmişlerini daha rahat anlayabiliriz: Nuh’un oğlu Sem’in adının Farsça iki ayrı anlamı vardır; biri “gök kuşağı”, diğeri “ateş”.

Arapça semâ’-gök” kelimesinin Akkadça’da aynı anlamı taşıyan “samû” dan geldiği düşünülebilir. Akkadça çivi yazısında aynı işaretlerle yazılan kelime “gök” manasına geldiği gibi, “ilû” biçiminde de okunur ki bu kelimede “ilâh-Allah” benzerlilker bununla sınırlı değildir, Sümerce “samû” hem “ana” hem “gök” demektir. Aynı yazılışın Sümerce karşılığı “dingir” kelimesidir, o da “Allah” demektir.[i][5] “Samuel, Shemuel, Samouel”(İbranice), “Shem+El” Tanrının adıdır.[6]

Güneşin Oğlu Shimshon

Burhân-ı Katı “Semân” kelimesini “gök, felek” diye açıklar.[7] Simson, Shimshon (Lâtince), Sampson (E.Yun.), Shimsha (Aram) “güneş”tir. Babil Güneş tanrısı “Şamaş”tır. “ Shimshi, Shimshy, Shimshon” güneşin yani Sam’ın oğlu “Sam-Son”dur. Aynı kökten yalnızca kutsal sayılan kişiler değil onlarla ilgili mekân isimleri de türetilmiştir. “Shem(isim)+ El” Shemiel Tanrının adından bugün İngilizcede kullanılan “Sam-Hil”cehennem, “Shamayim”,(İbranice), “cennet, gökyüzü” kelimeleri ortaya çıkar. [8]Nasıl güneş gökyüzünde ise ona ait diğer unsurlarda orada “göksel” olana aittir. “Shamerayin”(Aram) Shomeron, Samarit ayrıca Filistin’de bir bölgenin adıdır.

Arapça Şem’ mum, ışık, “Şems” güneş anlamına gelir. Bizde de kullanılan dinin güneşi demek olan Şemseddin ismi de bu köktentir.

Samson ile Delilah’ın aşkları İncil’de de anlatılır. Adını “Shemesh” (İbr. güneş)ten alan Samson olağanüstü güçlerini uzun saçlarından alır. Samson İbrani, sevgilisi Delilah güzel bir Araptır. Sevdiği kadın bir gece Samson’un saçlarını kesecek, ona ihanet edecektir. Genç adam saçlarıyla birlikte, gücünü, özgürlüğünü hatta gözlerini de kaybedecektir. Samson’un saçlarının[9] kesilmesi, onun güneşinin kesilmesi karanlığa mahkum edilmesidir. Güneşin oğlu kör olduktan sonra, düşmanlarına yenilecek, en sonunda da çıldırarak intihar edecektir.

Semâzen ve Semiyoloji

Semâ’ (Ar.) Semavi/Samawi (Ar.) göksel olandır. Göklerin gazabı insanoğlunu daima korkutmuştur. Kaza, belâ ne gelirse göklerdendir.

Semâî” duyma ile ilgilidir. Shimea/Shama (İbr.) dinlemek, duymak kökünden Simeon ve İshmael/İsmail isimleri ile yakından ilişkilidir.[10] Semavi, işitme, duyma anlamı taşıdığı gibi “Semâ’” Mevlevî âyinlerinde tarîkat mensuplarının cezbe içinde dönerek kâinatın oluşumunu, insanın yaradılışını, yok olarak varoluşunu taklit eder: I. Selâmın başında, "Gerçek varlığınızın çevresinde dönün; istidanıza, yaratılışınıza uyun, itaat edip amelde bulunun" meâlindeki dua okunur. Kur’anda birkaç yerde geçen

Kün[11] fe yekün”(Ol, dedi oldu)[12]ayetini duyduğu andan beri hiç durmadan, uhrevi bir müzik eşliğinde dönüyor gibidir semâzen...

Eski Yunan’da “sema” işaret demektir. İşaretler yol göstericidir. “Semiyotik”, işaret ve göstergelerin, “semantik” ise anlamın bilimidir. “Semantikós (E.Yun.) anlam ifade eden, anlama ilişkin olandır. İşaretlerle anlamlar arasındaki ilişkiyi anlatan “semiyoloji/semaisiology” sembol ve göstergelerden faydalanır.

Symbáll, symbol bir araya atmak anlamına gelen bu kelime ise syn- ve bállo, bol- atmak fiilinden türetilmiştir.

Sémaphore/Semaphore(Fr)/Sémaphore (E.Yun.) sema işaret, simge, gösterge kelimesi ile fóros (E.Yun.) taşıyan kelimelerinin birleşiminden oluşur, işaret taşıyan anlamına geliyor. Denizcilik terimi olarak işaret ışığı veya flâması, şamandıra/Şamandura/ Semadoúra (E.Yun.) denizde bir yeri belirlemek için bırakılan yüzer işaret de bu kökten türetilmiş belli ki.

Sembol/ Symbole (Fr.) hem gizli anlamı olan söz, hem de simge, işaret demektir. Sembol/ Symbolon (E.Yun.)’ün retorikte iki anlamı birleştiren sözcük, parola, simge anlamına geldiğini de gözden kaçırmayalım.

O halde semavi sembolleri semiyotik ve semantik bilmeden anlamanın pek mümkün olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Başka bir deyişli gökyüzünden gelen işaretleri, sembolleri yorumlamak özel bir bilgi gerektirir.

Sâmi dillerinin konuşulduğu yerlerde, Arabistan çölünün yakıcı iklimi hüküm sürer. Cehennem sıcağına benzer, ateş gibi kavurucu bir rüzgar eser adı Samyeli…

Semite” Sâmî ırkından olan kimse; “Semitic” ise “Sâmî dillerine ait olan” dır. Peki, semenderi bilir misiniz? Bir efsane yaratığı olan semender/samandar/semendûn (Fars)/ salamandra maculosa (E.Yun.) “Sam-enderun”, ateşte yaşar.[13]

(devam edecek...)

 

 

 

 

 

 

 

 

 


[1] Yahudiler, Sem’in, Salem (Salim) kralı Melhizedek ile aynı kişi olduğuna inanırlar ve onu “En Yüksek Olan’ın Rahibi” ’ diye anarlar.

[2] Genesis 9’da verilen tabloda Sem’in beş oğlu arasında Semit isimleri taşımayanlar dikkat çekicidir.

[3] Sem’in, Semu’el (S’mu’il) veya Samuel isminin kısaltması olduğu ve Sem’in, ‘oğul’ anlamıyla çeşitli türevleri olduğuna inananlar Semaiah veya Semu’el’in kâhinlik meziyeti taşıdığını söylerler. "Sem, Yhwh’nin bereeti ve rahmetidir. "Elohe Sem" Allah’ın, veya İllâh’ın Semi’dir.)

[4] Babası Azer ile Hint ülkesinden Babil'e göçtüler. “Mâ kâne ibrâhîmu yahûdiyyen ve lâ nasrâniyyen ve lâkin kâne hanîfen muslimâ(muslimen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne)”Âli İmrân 67.ayet “İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyan. Fakat o, Allah’ı birleyen bir Müslüman idi ve Allah’a ortak koşanlardan olmamıştı.” (Elmalılı Hamdi Yazır, Kur’an’ı Kerim ve Yüce Meâli, Merve Yay., s.59)

[5] Gotthelf Bergstrsser, Sâmî Dilleri Tarihi, Anka Yay., 2006, s.41.

[6] Samuel aynı zamanda İsrail’in ilk kralının adıdır. Annesi Hannah, babası Elkanah diye anılır.

[7] Mütercim Âsım Efendi, Bûrhan-ı Katı, Ank.2000, s.65.7

[8] Heaven(İng): cennet, gök, sema, Heavenly: cennet gibi, çok güzel, göğe ait olan, gökte bulunan, semavî, tanrısal, ilâhi.

[9] Başlangıçta aromatik yara iyileştirici reçine ve sakinleştirici özelliği ile bilinen melisa çiçeğinden elde edilen balsamın Samson’un saçlarından ilham aldığı muhakkak.

[10] Ernst Wilhelm Hengstenberg; The Old Testament (and a commentary on the Messianic predictions), 1970 ayrıca Shem, Ham&Japheth inc: the American cruible, 1971, The Cyclopaedia of Biblical Literature, C.1, Editör John Kito

[11] Altay Türkçesinde “güneş”. Kün (Eski Türkçe) Işık, Kün-e(eski Türkçe)ışımak,kün_tüz, kün-eş

[12] Bakara 117, Enam 73, Nahl 40, Yasin 82. Ayetlerde

[13] Mütercim âsım Efendi, Burhân-ı Katı, Ank.200, s.658.

 
Toplam blog
: 96
: 1137
Kayıt tarihi
: 28.03.07
 
 

 Hacettepe Üniversitesi mezunu, nörobilimden psikolojiye disiplinlerarası eğitime hevesli bir Türko..