Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Sen beni unut ben seni unutmayayım

Sen beni unut ben seni unutmayayım
 

http://browse.deviantart.com



Sen unut beni ben seni unutmayayım. Hep aklımda tutayım adının baş harfini. Güne başlarken sadece gözlerin gelsin aklıma ve gülümsemen doldursun yatak odamın içini. Senin ismini anarak başlayayım yaptığım her işe tıpkı besmele çeker gibi. Gittiğim her yere senide götüreyim yanımda, bir şeylerin telaşına düşüpte unutmamak için de elime kırmızı ip bağlayayım. Hani olurda aklımdan çıkar diye yüzün, çektirdiğin en yakışıklı fotoğrafını cüzdanımda taşıyayım.

Sen istersen unutabilirsin beni ama ben unutmayayım. Kim bilir belki bir daha bu kadar fazla sevmez yürek. Vakti olmaz ya da vakti olur kalbi olmaz. Gözlerim sana bakarken olduğu gibi parlayamaz belki kör olur yada bakmasını unutur. Ellerim yok mu hele o ellerim dokunmak sana sabahlara dek...Dokunamaz olur belki hissedemez olur...Ama bak yinede söylüyorum sen unutabilirsin beni.

Gerekli olduğunu biliyorum. Bir uzay boşluğunda birbirine rastlaması imkansız olan iki gök taşı kadar ayrıydık çünkü. Siyah ile beyazın zıtlığı bile daha uyumluydu bize göre. İsimlerimizin yan yana gelemsi mümkün değilken nasıl olduda bedenlerimiz yan yana gelebildi ki. Doğru ile yanlış, sevgi ile nefret, kibir ile alçakgönüllük...Bütün bu sayılan duygularda bulunan zıtlık nasılsa adımızda ki zıtlıkta o kadar belirgindi.

Sen unutabilirsin bak tekrar ediyorum. Kendini, oh be kurtuldum farz etmektense ben öyle birini hiç tanımadım diyebilirsin. Yaşanılan ne varsa senelere sığdırılmaya çalışılan ve yaşanılanlarla sınırlanıp yaşanılmayan herşeyi silebilirsin kafandan. En kolay yolu seçebilirsin kendi adına. Beyninin sana oynadığı oyunlara gelmemek adına sürekli içinden kötüydü diye haykırabilirsin. Sen bu aralar hiç olmadığın kadar özgür, hiç olmadığın kadar kendine dönük, hiç olmadığın kadar rahatlamış olabilirsin.

Kendime oynadığım oyunlarda kaybetmem gerekiyordu biliyorum. Seninle ben bir elmanın yarısı değildik, aynı kutup yıldızını aramıyordu gözümüz gökyüzünde, kahkahalarımız aynı esprilerde buluşmuyordu, fikirlerimiz aynı dünyanın görüşlerinde. Herşeye ramen sevdim seni kimseyi sevemeyeceğim kadar. İlk ve son defa derken hayatta aşk, acı/tatlı bir gerçeklikle göz göze geldim.

Şimdi oyunda bütün kozlarını kaybetmiş bunun karşılığında ne var yoksa masaya bırakıp arkasını dönüp gitmiş aslında işin kitabını yazdığını zannetmiş kumarbazlar gibiyim. Uzaya ilk fırlatılan adaylardan olamayı hak kazanmış ama araç içerisine bir türlü kendini sığdıramamış üstelik ay yüzeyinde yürümeyi başaramamış astronotlar gibiyim. İntihar etme girişiminde bulunmuş fakat vitamin hapları ile buna kalkışmış bir ruh hastasının hastanede gözünü açtığı anda hissettikleri duyguları hisseder gibiyim. Senin anlayacağın ben bu aralar iç güveyinden halliceyim.

Bunun için ben seni aklımda tutayım sen unut beni. Bir zaman huzur versin bana yüzün, yüzümü güldürsün. El olmayayım sana karşı, ellerinde olduğumu sanayım. Bozuk fena halde moralim. Kayıpların en kötüsü, yoklukların en acısı senin yokluğun. İlk defa hissetmiştim elimi tutan elin elleri arasında verecektim son nefesimi.

İyisimi bu aralar bir tek sen unut beni. Herkes hatırlasın halimi hatırımı sorsun, sık sık arasınlar. Bolca muhabetlerde konuşalım memleket meselelerini. Sabahlara kadar eller havaya yapalım. İçimdeki anlatamadığım, anlamlandıramadığım duygular yok olana kadar ki imkanı yok bilirim, ben unutmayacağım lütfen sen unut beni.
 
Toplam blog
: 61
: 1378
Kayıt tarihi
: 13.07.07
 
 

Sadece yazmayı seviyorum hepsi bu. ..