Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sen kalem ol ben de kağıt yaz beni

Sen kalem ol ben de kağıt  yaz beni
 

kolaybilgi.blogspot.com


Çok önceleri mürekkep, hokka, kamış varmış. 

Kamıştan kalem yapan kâtipler ve hattatlar, kendi kağıtlarını kendileri yaptıkları gibi, kendi mürekkeplerini de alev, ateş, is ve kandil kurumlarından uzun uğraşlar sonucu elde ederlermiş. 

 

 

 

 

 

 

Bu yüzden olsa gerek mürekkep bana, ilmi, sanatı bilgiyi, saygıyı, inceliği hatırlatır her zaman. 

Sanırım herkes için böyledir. 

 

&&& 

 

Daha sonra dolmakalemler çıktı. Kesik uçlu çeşit çeşit dolmakalemler. Artık fabrikasyon olan mürekkepler, dolmakalemlere doldurulup kullanıldı. O zamanlar çok önemli bir hediye idi dolmakalemler. Belki sizin de hediye olarak alıp sakladığınız dolmakalemler vardır. 

 

 

 

 

Nedendir bilmem benim o zamanlardan kalan bir dolmakalemim yok, belki çocuk olduğum için hediye olarak almadım. Ama güzel yazı derslerinde kullandım. Hatta mürekkep ve kamış bile kullandım resim derslerinde. 

 

&&& 

 

Sonra zaman geçti tükenmez kalemler hayatımıza girdi. Unutuldu tüm bunlar. Çok uzun zamandır da hayatımızda tükenmez kalemler. 

 

 

 

Tükenmez kalemi en çok kullanan insanlar hangi meslek grubundakiler diye soru sorulsa doktorlar derim. 

 

 

Neden yazarlar değil derseniz; yazar ve yazma deyince benim aklıma daktilo geliyor. 

Ya da geliyordu demek daha doğru. Şimdilerde yazar deyince bilgisayar, klavye geliyor aklıma. 

 

&&& 

 

Siz nasıl yazıyorsunuz yazılarınızı? 

 

 

&&& 

Var mıdır acaba içimizde tükenmezle yazıp sonra bilgisayar ortamında tekrar yazan? 

 

 

&&& 

Belki ufak notlar almak için kullanıyoruz kalemi ve kağıdı, metnin tümünü sanıyorum herkes bilgisayar karşısında yazıyordur. 

 

&&& 

 

Neden en çok doktorlar kullanıyora gelince; Hastaneye gittiğiniz zaman hekiminiz elde kalem dosyanıza şikayetlerinizle ilgili notları yazar. Sonra da yapılması gerekiyorsa tahlillerinizi işaretleyip tedavinizi reçete eder. 

Ve dikkat ettiyseniz önlüklerinin ceplerinde kalemler olur. 

 

&&& 

 

 

 

Herkes ilgili midir bilmiyorum ama ben, bana ve yakınımdakilere yazılan reçeteleri okurum. 

Ve de ilaçların içindeki prospektüsleri okurum. 

Gerçi prospektüs konusunda da şikayetlerim var ama o konuya girip konuyu dağıtmayayım. 

 

 

İşte ben bu reçeteleri okurken daha önce adını bilmediğim bir ilaçsa okumakta zorlanırım.Çünkü şimdiye kadar, okunaklı reçete yazan bir doktora rastlamadım. Doktor yazısı diye bir deyim boşuna ortaya çıkmamış yani. Tüm doktorların ortak özelliği bu olsa gerek. 

 

 

&&& 

Beklide eczacıların bu konuda eğitimli olmasından kaynaklanıyor olabilir. Nasıl olsa okuyacak kişi eczacı diye düşünüyor olabilirler. 

 

&&& 

 

Bu konuya nereden geldiğime gelince; 

 

 

Geçenlerde aile hekimini ziyarete gittim tabi sebebi ziyaretim ilaç yazdırmaktı. Ziyaretimin sonunda bilgisayardan çıkmış 10 puntoluk, Times New Roman yazı tipinde bilgisayar çıktısı bir reçete ile karşılaştım. 

 

 

Nihayet zorlanmadan okuyabildim. Sevinmedim desem yalan olur. 

 

&&& 

 

Yakında klavye kullanmaktan herkesin yazısı doktor yazısı gibi olacak. 

Artık yazmamız gerekenlerin yazıya dökmenin aracı kalem olmaktan çıkıyor. Dolmakalemler antika olacak. 

 

 

Belki ilerde klavye ve tuşlara bile gerek kalmayacak bilgisayarlar söylediğimiz sözcükleri yazıya dönüştürecek. 

 

&&& 

 

Ekim 2010 / Kurşun 

 

 

 
Toplam blog
: 193
: 998
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Kırklı yaşlarda başladığım yazma serüvenine elli li yaşlarda da devam etmeye çalışıyorum. Ünivers..