Sen Ne Vereceksin Başkan?

Yerel seçimlerde oy vermeden önce" ince eleyip sık dokumalıyız!" Halk olarak bizi adam yerine koyacak, bizim hizmet anlayışı içinde istediğimizi dikkate alacak, bizimle birlikte varlığı, yoksulluğu, yazı, kışı yaşamış vizyon sahibi bir başkan adayı bulmalıyız!

Kısacası "Eşekten düşenin halini, Eşekten düşen anlar" atasözünde olduğu gibi mahalimizde bizim gibi eşekten düşmüş, içimizden birini, başkan adayını başkan seçmeliyiz.

Adam yaşamında bir kez çiftçilik yapmamış, odun makta işi yapmamış, denizde balıkçılık, tayfalık yapmamış, hayvancılık yapmamış, başkasına amelelik yapmamış, örnek olacak bir davranış sergilememiş, senin halinden ne anlar kardeşim? Peki, ne yapmış?

Atadan babadan kalanı yemiş içmiş, etrafına bir sürü asalak, parazit, insan eti yeyici, kan emici vampir toplamış! Sonra onların gazı ile bizim esas oğlan başkan olmuş! Bu böyle gelmiş, böyle gitmiş. Yarım asır ayni vaatler ile çıkmışlar seçmen karşısına!

Hoş seçmenin de BOŞ vaatlere karnı doyduğu için "Sen ne vereceksin aga, bak filanca kişi torba torba kumanya dağıtıyor, Paris’te öğle yemeği, İstanbul boğazında rakı, balık yediriyor, sen ne yedireceksin aga?

-Tamam, o seni yedirecek, içerecek te be güzel kardeşim adam vizyonsuz; sonra sana beş yıl giydirecek (!) halen anlamadınız mı kurulan tezgâhı? Ama olsun sen diğer entelektüellerle omuz omuza devletin aleyhine pankartı alıp sokaklara düşersen, arada ekstradan yalamak için bir kemik daha alırsın değil mi?

Bu güne kadar vizyonsuz başkanlara verilen fırsatlar eşeğe verilseydi (!) eşek dile gelir “ahi ahi” demez “günaydın arkadaşlar, hayırlı işler esnaf kardeşim, kolay gelsin komşu anne, kolay gelsin komşum, köylüm, abim, kardeşim bir sıkıntınız bir derdiniz var mı?” diye sorardı! Bırak eşeğin dile gelmesini insan olurdu insan!!!

Ahalinin zaaflarını bilen vizyonsuzlar birbiri ardına başkan adayı olmak için yarışıyorlar. Nasrettin hocanın göle yoğurt mayalaması gibi “ya tutarsa?”

Başkan adayları eğer bir partiden aday olacaklarsa sıkıntı yok! Çünkü partiler başkan adayların kişiliğine, vizyonuna bakmıyor. Parti kazansın da kim ile kazanırsa kazansın. Halkın anası…. ağlamış kimin umurunda?

Kazanmak uğruna değerlerimizi hiçe sayan parti anlayışı olmaz. Kaybetmek uğruna değerlerine sahip çıkan mert, yürekli dik duran insanlar lazım ülkemize.

Bağımsız kalsan veya başkan adayı olsan “ya ondan bir bk olmaz ne parası var yedirecek, ne arabası var gezdirecek” derler. Ama hiç kimse tatlı tatlı yediğinin, lıkır lıkır içtiğinin acısını beş yıl çekeceği gerçeğini dile getirmez!

Adamlar daha önce de yazdığım gibi seni yedirir, içirir ama beş yıl da sana giydirir. İnek gibi sağar seni.  

Yediğin kazığın acısını beş yıl için için çekersin de kimseler duymaz sesini, kimseler tutmaz elini.

Dün öyle olmadı mı?

 Sen seninle aynı derdi, cefayı çeken arkadaşlarınla kavga ettiğinle, küskünlüğünle kalırsın beş yıl sonra, beş yıl önce çemkirdiğin yeni başkan adayının etrafında dolaşır bir kçlk yer aça aça onun yanına gelirsin.

Eee ne demişler deveyi diken insanı… öpen!

“Hoş geldin vatandaş nasılsın, beş yıldır gözükmüyordun hayırdır?”

He beya, tü beya bildiğin gibi işte…

Kalın sağlıcakla benim güzel yurdumun güzel insanları…

M.Talip Girgin