Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '11

 
Kategori
Deneme
 

Sen ve ben

Sen ve ben
 

Bugün bir film izledim. Her karesinde sen vardın. Ellerin bir merhametti. Bütün paslanmış parmakların inadına seninkiler altın gibi parlamaktaydı. Ellerindi ihtiyaçlarımı gideren. Ellerindi bana zahmetsiz bir gün geçiren. Senin eline düşmek, parmağında bal olmaktı. Parmakların yürek peteğimden keşke hiç çıkmasaydı. Yüzün gün ışıklarıydı. Seninle yüz yüze gelince, hiç akşam olmasın istedim. Sözlerin yün yastıkları kadar yumuşaktı. Başımı koyup latif sözcüklerine, bir masal kadar hayallerle doldum. Bugün o kadar güzeldin ki, bütün insanlar gölge gibi yerlerde sürünürken, sen ise gerçek bir insan gibi apaydınlıktın. Bugün bütün ışıklar senin üzerindeydi. Loş ışıkların birer parçası iken tüm insanlar, sen bir yıldız kadar ışıl ışıldın. İnsanlar, yemek artıkları gibiyken günün dudaklarında, sen porselen dişler gibi ışıltılıydın. Bugün gözlerin merhametti, bakışların insandı. Öyle güzel bakmaktaydın ki, gözlerinden öpmek istedim o an. İnsanlar kara çarşaflar gibi dolanırken etrafımda, sen kadife kadar yumuşaktın. Öyle bir halin vardı ki, hiç insan görmemiş kadar temiz bir bakışın vardı. Gözlerine girmemişti sanki bir insan sureti. Öyle tatlı bakıyordun. Göz kapaklarında yaşamak istedim o an. Öyle aydınlıktın ki, yeryüzüne cennet indi sandım. Cehennemi görmemek için başka biriyle göz göze gelmemeye çalıştım. Tenekeden şehirlerin, teneke saksılı gülleriydi diğer insanlar. Sen ise, baştan başa çiçek tarhıydın. Çoraklığıma gül bitir diye, yanında toprak olmak istedim o vakit. Ne güzel suret ne güzel insandın. Tüm insanlar uzun yazılardı, sen sadece "nasılsın" dın. Bütün insanlar kitaplar dolu cümle iken sen sadece, " bana güven" din. Abartısızdın, sadeydin ve yalındın. Öyle bir hafiflemek yaşadım ki yanında, sanki kıble rüzgarıydın. Sen bugün bir kelebek değildin, bir kelebeğin kanadı hiç değildin. Sen bugün bir kelebek kanadındaki ince çizgiydin. Diğer insanlar ise, demir teliydi. Paslı ve inciticiydi. Bugün durgun bir göldü. İnsanlar sularına düşmüş kütüktü. Sen ise o durgun sularda yüzen tek kuğuydun. Aslında bir insanı kuğuya benzetmek istemedim; ama hata ettim. Sen bugün bembeyaz bir insandın. Sen şiirdin ben mısra. Bir duygunun anafikriydin. Ey sevgili sen ruhumun kır çiçeğiydin. Sen, yaşantıma renk, rüyalarıma huzur katandın. Yaşamanın en zarif yanıydın. Baştan başa bir çocuk parkıydın. Salıncaklarında gülücüklerin uçuştuğu çocuk masumiyetiydin. Ey sevgili ne güzeldin. Ve hala öyle... Bitmesini istemediğim mutluluktun. Bir beyittin, ruhumun derinliklerinden çıkan: 

Ben senin yazın, sen benim yazım
Gül, gül sen bana, gülbeyazım 


Ve hep ruhumun gergefinde böyle kaldın. Eğer ben güzel konuşabildiysem ey sevgili, senin dişlerinin beyazlığındandı. Sen saçlarımın ağardığı yerdeydin. Düşüncelerimin beyazlığında ve aklığındaydın. Kimsenin saçlarımı okşamasını istemediysem, düşersin diye korktuğumdandı. Yaşamanın en zarif yanıydın. Baştan başa bir çocuk parkıydın. Salıncaklarında gülücüklerin uçuştuğu çocuk masumiyetiydin. Ey sevgili ne güzeldin. Hayatımda bir çocuk masumiyetiyle yaşadığım son masaldın. 

 
Toplam blog
: 44
: 575
Kayıt tarihi
: 19.03.11
 
 

Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarl..