Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

20 Aralık '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Seni her halinle severim

Nisan geldi gidiyor, mayıs ayına az kaldı. Bilir misiniz mayıs kuzularını, gördünüz mü hiç? Ağılın kapısı açıldığında hurra hepsi dışarı hücum ediyor. Hani bir laf vardır “fıstık atıyor” hepsi. Hareketle deyimi bağdaştıramasam da çok hoşuma gider her zaman. Hayatın güler yüzünü anımsarım. Bir çoşkudur, bedenin karşı koyamadığı.

Akıllı ol, uslu ol, ağır başlı ol. Mümkün mü, mayıs kuzularını gördüğünde buna karşı koyabilmek. Istersin ki peşine takılayım, yakalasam mı yoksa onun peşi sıra fıstık mı atsam dersin. Ayakların çalımıştır olduğu yere ama yüreğin çoşmuştur bir kere. Kuzunun peşi sıra başlamıştır koşmaya. Hani utanmasan çevrendi insanlardan çoktan alıp başını gitmiştin bile, kim tutar seni? Bir tek sen.

Yine bir bahar, tüm teknolojiden uzakta bir mayıs kuzusunun peşinde. Fıstık atarsınız beraberce yemyeşil çimlerin üzerinde. Yorulursun bir süre sonra. Kendiliğinden uzanırsın çimlerin üzerine. Hafif bir rüzgar yalayıp geçmektedir yüzünü, yukarıda ise kar beyazı bulutlar asılmıştır masmavi gök kubbeye. Hadi dersin çıkalım üzerine ve gidelim götürdüğü yere. Birbirlerini kovalayan pamuk kümelerinin peşi sıra takılıverirsin, ağzının kenarları ve gözlerinin etrafı kömür karası olmasa bulutlardan ayırt edemeyeceğin mayıs kuzusu ile.

Çok kez yakalayıp kuzucukları kulaklarını ısırmak istemişimdir. Ama canını yakmadan. Isırmak ile öpmek arası bir şey yani. Kuzu kulağı bitkisini bilirmisiniz bilmem ama gördüğünüzde mayıs kuzularının kulaklarını anlardınız neden bu ismi vediklerini. Henüz sertleşmemiş, kalınlaşmamış soğan zarı gibi hani arkası görünen. Belki de bundandır ısırma isteği içimdeki.

Seyrederken onları birden ne lezzetli olurdu şimdi mangalın üzerinde dedim kendimce, hayin kurt gibi. Oysa ne ilgisi var, zavallı kurt dahi ancak karnı açıktığında aklından bunu geçiriyordu. Oysa benim karnım tok ama geçiverdi bir an içimden. Hani yutkunmadım dersem yalan söylerim. Ne de lezzetli oluyor şu körpecik et. Hayin kurt kadar merhametli olamadık, acıkmadı karnımız ama mangalın üzerinde düşünüverdik bir an. Yoksa kuzucuğun kulağını ısırma isteği buradan mı geliyor.

Isırmakla ısırmamak arası olan isteğimiz ne kadar sürer bilemiyorum. Ama biliyorum ki mangalın üzerinde olduğunda ne mayıs kuzucuğunun fıstık atması ne de sevimliliği kalıyor. Zavallı kuzucuk bilseki onu hayranlıkla izleyen, peşi sıra koşturuveren bu varlık aslında onu yemek için neler yapmazdı.

Olsun hem severim, hem severim. Yerken de severim seyrederken de severim. Ben senin her halini severim benim güzel kuzucuğum.

 
Toplam blog
: 71
: 606
Kayıt tarihi
: 18.12.08
 
 

1967 Yakacık doğumluyum. H.Ü. Edebiyat Fakültesi'nde 2 yıl öğrenimden sonra İ.Ü. Arkeoloji ve San..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara