- Kategori
- Edebiyat
Sensizlik çiseliyor sessizliğime...

Sensizlik çiseliyor sessizliğime...
Sensizlik çiseliyor sessizliğime...
günün ilk anları ve ilk ışıkları
buğulanmış penceremin kenarından bakarken
sanki boş sokaklarda bir ses arıyorum
hayret !
her zaman duyduğum simitçinin sesi yok
ya ilerideki loş lambanın altında duran
çöp bidonunun müdavimi sarman nerede ki?
hatırlıyorum da
yol boyunca dizilen ağaçların yaprakları dans ederdi
rüzgarın esintisi ve sokak lambalarının rengiyle
diğer yöndeki parkın yanan ışıkları da yalnız
ne bir yaprak kıpırdıyor ne de bir esinti var bu sabah.
günün ilk saatleri, ilk anları şu an
nedendir bilmiyorum içim yutkunuyor
boğulur gibiyim,
sesim titrek ve ağlamaklı
sessizlik çiseliyor sensizliğime.
içimde sen fırtınaları eserken
bir işaret bekliyor sanki gözlerim,
sıcak bir ses
bir kelime
mesela bir günaydın.
oysa hiç görmedim daha seni,
bu arada nereden aklıma geldi yine
yağmur, tane tane damlaları ile
sessizliği ne güzel bozardı şimdi
kendi melodisi ile düşerken tenime sen diye.
bardaktan boşanırcasına bir yağsa
gözyaşlarım karışırdı damlalarına.
pencerenin kenarında sessizce ağlarken,
ilk fısıltımı her gün olduğu gibi
sıcak bir gülüş ve özlemle karıştırıp
yine sana gönderiyorum bu sabah
"günaydın canım"
(Erol ASLAN)
Fotograf: İnternet