Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '18

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sesimizi Duyan Var mı?

Sesimizi Duyan Var mı?
 

 Her şeye rağmen günaydın hayat, günaydın Dünya, günaydın sevdiğim insanlar. Şu an sözlerime kulak veren insan sana da günaydın. 

  Aslında keyfim yok ama olsun. Güne güzel başlamak istedim. Nefes almak için bir şans daha verildi ya ondan yani.

  Nefes almak, ne güzel şey... Ah nefesimize kast edenler olmasa... 

   Hay Allah güneşin güzelliğine, yeni günün büyüsüne kapıldım laf lafı açtı size kendimizi tanıtmayı unuttum. Ben Cimcime canım arkadaşımın adı da Dost. İsminin hakkını verir ha o var ya gerçek bir dost. Önceleri pek geçindiğimiz söylenemezdi ama sevgili sahiplerimiz bizi bir başımıza sokağa bırakınca birbirimize destek olarak hayata tutunduk. Dostluk güzel şey vesselam.

          Sahiplerimiz dedim de şurama tam kalbimin üzerine bir şey oturdu. Çok özledim galiba. Yok yok ağlamıycam kendime söz verdim. Sen güçlü kızsın Cimcime topla kendini. Zaten çok kırgınım hıh ağlamıyorum işte. 

          Kırgınım evet hem de çok. Niçin mi? Bizim çok güzel bir yuvamız vardı kalabalık çok güzel bir aile sahiplenmişti bizi. Cocuklarıyla birlikte büyüyorduk. Öyle mutlu öyle sevgi doluyduk ki anlatamam. Sonra ne olduysa kısa bir süre önce ne yaparız ne ederiz hiç düşünmeden hoop sokağa bırakıverdiler bizi. Düşünüyorum da, madem böyle yapacaklardı niye aldılar? Madem  bakamayacaklardı bari annemizden ayırmasalardı. Bırak barınağa da değil direk sokağa bıraktılar. Sevgiyle büyüdük, kötülükten uzaktık, yemek önümüze gelirdi. Sokakta nasıl yaşanır? Tehlikeden nasıl korunulur? Nasıl karın doyurulur? Bilmiyorduk ki biz... Bari öğretselerdi böyle sudan çıkmış balığa dönmezdik. Yine de bugüne dek emekleri, ekmekleri çok Allah onlardan razı olsun. Benimki küçük bir sitem. Şimdi sokaktaki hayatı öğreniyoruz yavaş yavaş.

          Bereket versin öğreniyoruz öğrenmesine de hiç değilse barınağa bıraksalardı. Al, sev, besle sonra bakamayınca hadi güle güle kapının önüne... Hiç oldu mu a sevdiklerim? Gerçi sokaktaki arkadaşlardan  bazı barınaklardaki merhametsizlikleri de duyduk nasıl ürperdik Allah ıslah etsin. Kanımca sokaklardan iyidir minimum tehlike. Sokaklarda kelle koltukta geziyorsun... Çünkü bazı insanoğlu Dünya'yı sadece kendine ait zannediyor. Nasıl koskocaman bir bencillik...

          Biri geliyor neye sinirlenmişse hiç günahın yokken seni futbol topu gibi tekmeliyor. Karşıdan karşıya geçeceksin biri gelip arabayı üzerine sürüyor. Az yavaş can taşıyoruz herhalde. Sonra bir başkası seni gördüğü yerde kovalayıp kovuyor. Sokakların efendisi ya kendileri. O hakkı kendinde görüyor. Öteki merhametli insanların kapıya bıraktığı bir yudum suyu döküyor. Diğeri geliyor neymiş efendim sokak kirleniyor deyip yiyeceklerimizi önünüzden alıp çöpe döküyor. Zaman her şeyi öğretiyor arkadaşlardan çöpten nasıl yemek bulunur, yenir onu da öğrendik. Tamam atsınlar nimet nimettir çöpteymiş temizmiş bize fark etmez. Fakat çöpte şöyle büyük bir sorun var. Hani cam eşyalar kırılınca çöpe atıyorlar ya o cam kırıkları biz çöpten yemek yerken ağzımızda, patilerimizde kesilmedik yer bırakmıyor. Her yerimiz kan revan içinde kalıyor. İki lokma yiyeceğiz burnumuzdan geliyor. Bazen kan kaybından yitip giden arkadaşlarımız oluyor. Ne acı bir bilseniz. Cam kırıklarını gelişigüzel çöpe atıvermeseler keşke. Bir gazete kağıdına kalınca sarıp sonra poşetleseler pek iyi olacak. Valla geçen Sarman çöpten yemek ararken o kırık camlardan patisi kesilmiş miyav miyav ne ağladı. Dostum havlayıp insanların dikkatini çekti de iyi insancıklar veterinere zor yetiştirdiler. 

          Neyse o merhametsizlerin yanında kıyamayan, doyurup sulayan, uzaktan da olsa seven, koruyan, yaşam hakkımıza saygı duyan, hayatı paylaşan güzel yürekler de var. Ve onlar iyi ki var. Onlar olmasa nice olurdu halimiz? 

         Diyeceksiniz bir günaydından konu buraya nasıl geldi? E şimdi bunları niye anlattın? E hiiiç hem bir günaydınınızı alırım diye hem sesimizi duyan var mı? diye. Sesimizi duyup kulak veren güzel yürekler varsa yakınlarıyla, sevdikleriyle paylaşırlar da belki çıkmayan sesimize ses olurlar diye. Ses olanlar zaten var o ayrııı...Sağ olsunlar... Hep mutlu olsunlar. 

          Nefes almak güzel şey sesimizi duyun da nefes alabilelim noluuuy...Demek istedim sadece...

         Sesimizi duyan var mı? Günaydın...

 

SİBEL YILMAZ

          

          

 
Toplam blog
: 145
: 716
Kayıt tarihi
: 22.02.18
 
 

1978 Bursa doğumlu. Kelimelerin Dansı ve Kırmızı Vosvos kitaplarının yazanı. Eşi ve kızları olmaz..