- Kategori
- Deneme
Sessizlik, Kadın ve Rüzgar
Kadın sessizliğe anlatıyordu içindekileri. Çünkü onu en iyi anlayan yargılamadan dinleyen dostu oydu. Küçük bir odada, sevdiği adamın hayaline sarılıp ağlarken yanıbaşındaki dostu sessizlikti. Kadın sevdiği adamı her özlediğinde küçük odanın penceresini açar rüzgarın kokusunu içine çekerdi. O mavi gözlü gönülçelen kadının nefesiydi.
O gittikten sonra günler ne kadar da boğucu olmuştu. Hayat onu nefessiz bırakmıştı. Rüzgar kadının saçlarını dağıtırken kadın sevdiğinin onun saçlarını okşadığını hayal ederdi.Geceyle ve gökyüzündeki yıldızlarla da çok iyi arkadaş olmuştu. Yıldızlarla uzun uzun konuşur bir gün o yanımda olacak, elimi tutacak, ben varım artık hep yanındayım diyecek biliyorum diye bitirirdi hep sözünü.
Yıldızlar kadına sordu bir gün: Peki şimdi neden ağlıyorsun? Bu sevimsiz şehirde, koca bir kaosun içinde yaşarken; sorumluluklarımız, mecburiyetlerimiz yüzünden birbirimizin yanında olamadık. Hep daha iyi imkanlarımız olsun da daha iyi bir hayat sürelim beraber diye erteledik umutlarımızı. Oysa mutlu olmak için sadece iki kalbin atışı yeterdi bize. Bunca zaman birbirimize rastlamak için beklemişken şimdi neden yanyana değiliz? diye cevapladı kadın. Sorumun cevabını niye bir soruyla bitiriyorsun bu kadar mı kafan karışık? diye sordu yıldızlar tekrar kadına. Evet kafam çok karışık ne yapacağımı bilmiyorum diye yanıtladı kadın. Aşkta mantık yoktur ki, mantığını değil kalbini dinlemelisin diye konuşmayı sürdürdü yıldızlar. Bak bu hayatta kalbini yerinden fırlayacak kadar çarptıran tek adam o. Onun adını duyunca bile titriyorsun.
Radyodan gelen Yunanca/Türkçe şarkı takıldı kulağına. Seni alırsa fırtına dayanamam yokluğuna. Senin bu hayattaki ikinci yarın o. Düşünme artık teslim ol bu aşka dedi yıldızlar kadına. Kadın başka çarem var mı? diye yanıtladı. İncinmek istemiyorum diyordu kadın, geceye ve sessizliğe döküyordu içini bu sefer. Yıldızlar onu yargılıyor gibi gelmişti.
Kadın bütün söyleyeceklerini bitirdikten sonra sessizlik dedi ki asıl neden incinirsin bu hayatta bilir misin ? Eğer sana uzanan eli tutmazsan, sevgi dolu kalbi görüp de onu kendi sevginle kuşatmadan bu aşkın ateşini söndürürsen o ateşi bir daha yakamazsın. Yazık edersin böyle bir sevgiye. Sonra ömrünün sonuna kadar benimle arkadaş kalamazsın ya? Ben senin sandığın gibi çok iyi bir dost değilim bilesin. Ömür boyunca kanatırım yüreğini. Seni tüketene kadar durmam. Kolların yalnızlığa sarılı bu dünyadan göçersin. Yazık olur, bak ben kıyamıyorum sana yine de yol gösteriyorum. Hani şarkıda diyor ya "seni alırsa fırtına, dayanamam yokluğuna". Gönlündeki fırtınalarda yitirme onu. Sonra dayanamazsın yokluğuna. O senin canından bir parça, bilmediğin engin bir denizde fırtınaya kapılıp gitmesine izin verme. Sonra ne yaparsan yap geçmez gönlünün sızısı. Keşke deme. Sen "keşke" demeyecek kadar güzel, her defasında çiçek açacak kadar umut dolusun arkadaşım dedi sessizlik.
Kadın derin bir nefes çekti rüzgardan. Sen doluyorsun içime sevdiğim demek ki çok yakınız kavuşmaya diyerek seslendi onun kalbine.