Sevgi frekansı

Bir düşünün! Yaptığınız her şeyden karşılık bekler bir yapınız mı var yoksa sağ eliniz ile verdiğinizi sol elinizden bile saklayan bir mütevazılığınız mı?

Bumerang isimli yazımda istediğimiz her şeyi vererek elde edebileceğimizden bahsetmiştim. Evet evrende düzen bu şekilde işliyor.

İstediğin, ihtiyacın olanı vereceksin ki çoğalarak sana gelsin. Ama tabii ki “bana çoğalarak gelsin” düşüncesiyle değil!

Yine evrenin kusursuz işleyen düzenine en etkili katkıda bulunan duygumuz “sevgi “ile.

Yaptığımız her şeyden karşılık beklememiz alış-veriş olacaktır. Oysa özden verebilmeyi, beklentisiz, koşulsuz sunup serbest bırakmayı öğrenmeliyiz.

Ne yazık ki bugün elimizi çarpsak ne yaptığını anlatan insanlara rastlıyoruz.

Hayır, ibadet, bütüne katkı…

Hepsi kul ile Allah arasında kalması gereken şeyler.

Övgü bekleyerek, “desinler” fikriyle yapılan her hareket faydasız olduğu gibi sizi olumsuz enerjilerle yükleyecektir.

Koşulsuz sevgiyi, koşulsuz vermeyi öğrenmediğimiz sürece gerçek bir yaşam sevinci oluşturmamız mümkün değil.

Her şey kusursuz bir düzen ile işlemekte. Güneşin doğuşu, günün başlaması, güneşin batışı, günün kararması…

Hiç birine müdahale etmemize gerek yok değil mi? zaten olması gerekenler kendiliğinden mükemmel bir düzen içerisinde oluyor.

İşte kendi hayatımızda da böyle. Olması gerekenler muazzam bir sıralama ile hayatımıza eşlik ediyor. Hiç bir şey tesadüf değil! Olması gerektiği için oluyor.

Bu noktada farkındalık çok önemli. Hayat güzelliklerle dolu, almasını bilene.

Bu yüzden de en güzeli akışta kalmayı bilmek belki de. Yoksa “hayır yapmıştım ne zaman geri dönüşü olacak” diye beklersen çok beklersin.

Hatta büyük bir gaflet içindesin. Yapacaklarını içinden gelerek, sevginle yap. Sonra kendin bile unut kime ne faydanın dokunduğunu.

Göreceksin. Bumerang sistemi hemen göreve başlayacak. Ne yaptıysan fazlasıyla karşına çıkacak. İyiliğinde, art düşüncelerinde…

Sevgi frekansında kal! Sağlığına şükret! Bugün senin yaşa ve sebat et!