Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Eylül '06

     
    Kategori
    Gündelik Yaşam
     

    Sevgi neydi?

    Merhaba!
    Güle, gülşene...
    Cana, Canana...
    Yare, yarene...
    MERHABA !!..
    Sevgiye, sevgililere...
    Dosta, dostluğa....
    Acıya, acı çekene...
    Hastaya, emeğe, emekçiye...
    Alın terine...
    MERHABA !!...
    Güne, güneşe...
    Aya, yıldıza...
    Gökyüzüne, yeryüzüne...
    İnsana, eşyaya...
    MERHABA !!!...
    Yaratılanı yaratandan dolayı seviyoruz...
    Yüreğini sevgiyle paylaşan herkese MERHABA !!...

    .........................

    Evet, benim de artık bir BLOG’um var. Ve ilk yazıma şöyle uzun ve güzel bir giriş yaparak başlayayım istedim…:))

    Doğrusu ben sözün gücüne inanıyorum. Hani Yunusun dediği gibi;

    Söz ede kese savaşı
    Söz ede kestire başı
    Söz ede ağulu aşı
    Yağ ile bal ede bir söz.

    Gerçekten, sözün gücüne inanan biri olarak yazmayı çok sevdiğim söylenebilir.... Ve hangi konuda olursa olsun yazılmış güzel şeylerin insanlarla paylaşılması gerektiğini düşünüyorum...

    Bu nedenle, okuduğumda çok etkilendiğim bir yazıyı sizlere sunmak istiyorum.

    Bu yazıyı ilk okuduğumda bir kez daha anladım ki, insanların çoğu hakikaten bir at gözlüğü takmışçasına sağı solu görmeden ve adeta bir koşuşturmaca içerisinde ömurlerini tüketip gitmekteler....

    Ve bu ülkede yaşayan bir çok insan, zamanını nasıl harcadığının farkında dahi değil...

    Bu insanlar, belki de en büyük hayal kırıklığını, sermayelerinin tükendiğini anladıkları an yaşayacaklar galiba...

    Hani Thoreu’nun nefis bir sözunde belirttiği gibi...

    “Tanrım, ölüm noktasına erişip, aslında hiç yaşamamış olduğumuzu anlamak !..” diyor, Thoreu.

    Bunu belki şu şekilde ifade etmek daha doğru olur...

    Bir insan için, uzun bir ömürden sonra ölüm noktasına gelip de aslında bir hiç oldugunu anlaması kadar büyük bir yıkım olamaz...

    Böyle düşünüyorum...

    Hani yine bir filozofun “ömrü sofra ile tuvalet arasında geçen insana yazıklar olsun !...” sözlerinde ifadelendirmeye çalıştığı gibi...

    Aşağıdaki yazıyı bir gazetede okudum. Kime ait olduğunu bilemiyorum ama beni çok etkiledi. İnaniyorum ki sizleri de çok etkileyecek...

    ***

    Sevgi neydi ?!.

    -Sevgilerinin ustunden baharlar ve kişlar gecenlere !..

    Hatirlayanimiz var mi, sevgi neydi ?...

    Ilk sevgi sozcugunu, ilk kipirdanisini yureginin hatirlayanimiz var mi? Ilk huznumuzun adini sevgi koyabiliyor muyuz simdi geriye donup baktigimizda? Deruni cografyamizi kaplayan zifiri bulutlarin ve uzerimize ortulen maddeci felsefenin agirligina ne zaman baş kaldirmisti sevgilerimiz, hatirlayaniniz var mi? Ne zaman sevgilerimiz paralarimizdan once tartilirdi; ya ne zaman pazar eyledik sevgilerimizi, biliyor musunuz? En son ne zaman bir sevgiyi soylemistik bir sevgiliyle ?!.

    Her gun bir parcamizi daha tuketen teknoloji caginda sevgiye en son ne zaman yurekten bir merhaba demistik, hatirlayaniniz var mi?

    Hatirliyor musunuz, sevgi neydi?

    Üzüm henuz yaratilmamisken insanlari sarhos eden o muydu acep?!.

    O muydu canindan ve cihandan geciren sahipkıranları?.. Bin yillar ve binlerce yillar boyunca pervaneyi atese dusuren, bulbulu şeydalandıran o muydu? Neydi sevgi?!.

    Sevgi bir bakış, bir gulus muydu bazen; bir akis bir koşuş muydu?

    Sevgi gonul kumasinda bir nakis miydi?!.

    Hatirlayan var mi sevgi neydi? Leylalarin, Sirinlerin, Aslilarin nazı mıydı o; yoksa Mecnunlarin, Ferhatlarin, Keremlerin niyazı mı? Hangisinde belirmisti ilk kivilcimi sevginin? Neydi sevgi?!.

    Acikken gozbebegimize yerlesen de, goz yumdugumuzda gonlumuze sizan da sevgi degil miydi bir vakitler? Bir dudagin kipirdanisindan yanagimiza akseden pembelikler, utanmalar sevgi degil miydi yoksa? En son ne zaman kizarmisti yanagimiz, hatirlayaniniz var mi? Uykumuzu en son ne zaman terk etmistik sevgiyi dusunmek adina? En son sevgi siirini hangi gecede okumustuk?

    Sahi, neydi sevgi? Bir çuhayi ipek gorebilmek miydi; topragi amber niyetine koklamak mi? Sureti sirete, arazı cevhere, bedeni ruha köle eylemek miydi sevgi? Sevgi bir iyilik miydi, sefkatli bir cumlecik mi? Neydi sevgi, dış mıydi, yoksa iç mi; zahir miydi, yahut batın mı; kalıp mıydı, yoksa can mi? Var olmak mi, varliktan gecmek mi? Dunyaya gulmeye mi gelmistik; aglamaya mi; ölüyor muyuz, yoksa doguyor mu? Sevgi neydi?!.

    Unuttuk, aceb neydi sevgi? Bir yetimin basini oksarken dimagimiza yerlesen tad miydi o? Bir bebegin sut kokulu tenindeki su cicegi miydi ? Sabah evden cikarken ozlemeye basladigimiz bir ses miydi sevgi ? Hatirlayaniniz var mi, sevgi neydi ?

    Sevgi bir sigara dumaninda, bir tren dudugunde, bir dalganin en son hisirtisinda ve bir turnanin kanadinda mi kalmisti?

    Sevgi Medine'de, Semerkand'da, sevgi Bagdat'ta, Endulus'te, ta caddelerde, sokaklarda, evlerde, kapilarin tokmaklarinda çınlar durur muydu eskiden?

    Ya neden simdi Ayasofya'da pitoresk, Divanyolu'nda kaldirim tasi, Ankara'da bir ittifak, Yesil Kubbe'de bir Mevlana, Erciyes'te kar, Firat'ta bir icim su olup girmiyor dunyamiza?!. Neden nefesimiz daraliyor hummali inatlarimiz, kallavi benliklerimiz yuzunden? Neden gonul yuvalarimiza kuzgunlar pikeleniyor da nesillerimiz sersefil ve derbeder?!.

    Sevginin koynunda buyuttugumuz nazeninlere nazi enin ile mi unutturdular, semenderlerimiz ateste nicin yanmaktalar?

    Soralim ta icimize; neydi sevgi?

    Sevgi neydi sahi? Bir mektubun ilk satiri miydi; bir telefondaki ilk ses mi? Insani mutlu eden o ilk satir miydi defalarca okunan; yoksa ilk satir arayislari mi tekrar be tekrarlanan? Telefondaki bir ses insanin bir omrunu doldursa mi sevgiydi gercekten; yoksa yeni sesler duymaya hic yetmeyecek omurlerin arayislari mi?

    Sevgi bir aciydi herhalde, bir kederdi; kah huzunle, kah mutlulukla hatirlanan. Belki de sabirdi sevgi, affetmekti, gelecek gunler adina. Sevgi sınanmaktı adl-i Ilahi'de ve sınavi gecmekti ercesine. Sevgi bir tevbeydi; nasuh kisbesinde; bir dirilisti nefsi oldurerek. Sevgi bir iyi ad birakmakti fena yurdunda. Omur gecer de ad kalir...

    Sevgi: Iki hece.

    Sevgi, sevmek kelimesinden turetilen butun oteki kelimelerin en guzeli.

    Derin uykulara dalmadan once bir sorumuz var size:

    Sevgilerinizi en son ne zaman hatirlamistiniz ve sevgiyi hak edenleri en son ne zaman?!.

    Bir soru daha:

    Sevgileriniz yalın miydi yoksa ?!.

    Ve son soru:

    Çorak vadilere yonelmisse sevgilerimiz, çevremizi kandirmiyorsa sulara, içimizden akan Nil olsa ne ?!.

    ..................

    Sevgiyle kalın...

     
    Toplam blog
    : 1
    : 445
    Kayıt tarihi
    : 06.09.06
     
     

    Akademisyen, kitap kurdu, temel ilgi alanı kişisel gelişim ve başarı stratejileri, NLP; yaşama faali..

     
     
     
     

     
    Sadece bu yazarın bloglarında ara