- Kategori
- Aşk - Evlilik
Sevgilime e-mektuplar-4

(Bir sevgilim olsaydı, ona böyle mektuplar yazardım ve o, öyle bir insan olurdu.)
Aydınlık gülüşlü varlığım, aşağıdaki şiiri okumadan önce lütfen şimdi vereceğim linke tıkla. Andrea Bocelli’nin lirik tınısıyla, o çok sevdiğimiz; Rodrigo’nun Aranjuez’i eşlik etsin. Şiirin içeriğini sonra vereceğim. Sürpriz!
http://www.4shared.com/file/74618902/6022179e/Andrea_Bocelli_-_Aranjuez_Con_Tu_Amor.html
Gökyüzü derin, gökyüzü karanlık.
Yıldızların ışığı öylesine lanetli ölü gibi kaskatı.
Yukarılara baktığımda korkuyla dolar içim.
Elimizdekilerin tümü buradakilerse eğer,
Bu yalnız dünya, bu dertli yer,
Ardından soğuk ölü yıldızlar ve bomboş uzay...
O zaman ısrar etmekte bir neden görmem,
Gülmek için bir neden ya da gözyaşı akıtmak için,
Uyumak için bir neden ya da durmadan uyanmak için,
Tutulacak hiç söz yok, verilecek de öyle.
Ve bu yüzden geceleyin hala gözlerimi yukarıya kaldırırım
Üstümüzde kemerlenmiş, taş gibi soğuk,
Berrak ama gizemli gökyüzünü araştırmak için.
Orada mısın, Tanrım? Yalnız mıyız yoksa?
Bil bakalım bu şiir kime ait?
İpucu vereyim mi?
Biraz zor ama yine de bir deneyeyim.
1-Bu şiir herhangi bir kitaptan alıntı değil! (Henüz bilemezsin!)
2-Ben yazmadım! (E, tüm şiirleri benim yazmış olmam zaten imkansız!)
3-Şairin adı yok! (Bir sürü anonim şiir, derleme, koşma vs. var)
4-Bu dizeler “hüzünler” bütünün parçaları! (Sürprizzz!)
5-Tüm hüzün parçalarını okuyup da akıl sağlığı hala yerinde olan yokmuş!
Son madde “ipucu” değil, ipin bizzat yumağı oldu(!) Evet ya, “Sayılı Hüzünler Kitabı”ndan.
Bu dizeleri yeni buldum. Evdeki bilgisayara baktım, senin dosyanda bunlar yok. Dedim ki güzel bir sevinç olacak; bir kuple hüzün. Hüzünden sevinç mi olurmuş? Olmaz elbet! Ama sayılı hüzünlerden birini daha bulmuş olmak sevinç olabilir.
Yıllardır topluyoruz her birini... Her biri “hüzün salkımı” olan bu şiirler çok özeller. Bir gün tüm topladıklarımızı bir araya getirirsek ve son şiir de kazara elimize geçerse; delirecek miyiz? Hani efsane öyle ya. “Sayılı Hüzünler”in tamamını eline geçiren deliriyor ya! Rodin’in “düşünen adamı” geliyor aklıma. Bir de “düşünen kadın” eklemek lazım gelirse; o ben olabilirim(!) Keşke herkes düşünse de; çok konuşmasa be güzel varlığım…
Şiirlerin bütününü bulabilmeyi gerçekten istiyorum. Sonu ister deliliğe açılsın, ister bilgiye. Aslında bir felsefenin parçaları bu şiirler. Belki de varlığın sırrını içinde barındırıyordur. Belki bu yüzden okuyan insanın havsalası almıyor ve çıldırıyordur. Öyle ya, henüz çok azını kullanabildiğimiz beynimiz, gerçeğin sırrı karşısında şaşırıyor olamaz mı?
Aklımızı yitirmek pahasına da olsa, “Sayılı Hüzünler”in tümünü aramaya devam edelim. Madem bu yıl dünyanın dört bir yanını dolaşacaksın, gittiğin her yerde sahaflara, kitapçılara, unutulmuş kitap evlerine de uğrayacağını biliyorum. Belli mi olur, belki de “Divan-ı Lugati’t Türk”ün bulunuşu gibi senin eline düşer kitap! Ama sakın o gün orada okuma tümünü. Sakın! Geldiğinde birlikte okuyalım. Delireceksek birlikte delirelim(!) Kitapla birlikte sırra kadem basmanı ve kalan az ömrümü de seni aramakla geçirmeyi istemiyorum. Birlikte okuyalım, birlikte kaybolalım…
Biliyorum bu hafta çok yorucu geçecek senin için. Şimdiden kolaylıklar diliyorum varlığım. Kendine bizim için iyi bak emi?
Not: Hasretin hüznüne azıcık gülücük de ekmek istedim. Gülümsemesi çok olasıca varlığım, gülümsedin mi?