Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '09

 
Kategori
Anılar
 

Sevginin gücü

Sevginin gücü
 

O sene lise bire geçmiştim. Okulun açılmasına bir hafta kala kitapların listesini almak için okula gittim. Aynı zamanda ders programı ve derse girecek öğretmenlerin listesini alacaktım. Benim gibi bir kaç arkadaşım da oradaydı,sevinç çığlıklarıya kucaklaştık ve yaz tatili hakkında kısacık paylaşımlarda bulunduk. Daha önce listeyi alan bir arkadaşımız " size kötü bir haber vereyim " dedi. Biz de meraktan ona bakarken "biyoloji dersine Rasiyanım geliyor" der demez herkesin yüzü asıldı birden. Zira çığlığa benzer bağırmalarıyla okulda onu tanımayan kimse yoktu. Derste ise herkesin eli ayağı titrerdi, yani biz öyle duymuştuk.

Eve geldiğimde biraz canım sıkılmıştı ama sonra ne yapalım başa gelen çekilir diye kendimi rahatlattım.

İlk biyoloji dersimiz salı günüydü ve ben pazartesi yani okulun ilk günü çok sevdiğim coğrafya öğretmenimi görmeye öğretmenler odasına gittim. Yalnızdı ve ben de ellerinden öpüp biraz sohbet ettikten sonra sözü Rasiye öğretmene getirdim. O da bana onun hakkında kısa ama öz bir hayat hikayesi anlatıverdi. Sınıfa girdiğimde çok üzgündüm, hikaye beni çok etkilemişti.

Meğerse Rasiye öğretmen evvelden böyle değil tam tersine çok sevecen ve iyi kalpli biriymiş. Eşi ve 2 evladının, kendisinin de içinde bulunduğu bir araba kazasında gözlerinin önünde can çekişerek ölmelerine tanık olmuş. Uzunca bir süre psikolojik tedavi görmüş , bir sene aradan sonra okula dönebilmiş.

Biraz düşündükten sonra arkadaşlarıma bu korkunç olayı anlattım, doğal olarak herkes üzüldü. Ve dedim ki, " arkadaşlar ona yardımcı olalım,derslerimize çalışalım ve onu sinirlendirmeyelim". Çoğu kabul etti ve ben eve gelince ilk konuyu sular seller gibi okuyup öğrendim. Ertesi gün o derse girmeden önce de arkadaşlara biraz olsun anlattım. İçim çok rahattı ve dört gözle Rasiye öğretmeni beklemeye başladık.

Sınıfa girdiğinde çoğumuz ona sevgi ile bakıyorduk. Durdu bizlere baktı,sanırım gözlerimizdeki ifadeye biraz şaşırdı. Yoklama bittikten sonra ders hakında genel bir bilgi verdi ve "kitaplarınız açın" dedi...

Dersi anlatmaya başladığında ben sabırsızca araya girip onun sözlerini tamamlamaya başladım. Bir müddet sonra bana döndü ; "madem biliyorsun kalk anlat bakalım" dedi.

Ben de ayağa kalkıp bir güzel anlattım ve tabii sonunda aferini kaptım. Dersin sonuna doğru diğer arkadaşların da konu hakkında biligisi olduğunu yani önceden çalıştığımızı anlayınca yüzünde bir tebessüm belirdi. Koca bir ders hiç sinirlenmemiş hatta sanki mutlu olmuştu. Aradan bir müddet geçip de ilk sözlü olduğumuzda, her kalkan iyi not almıştı .Artık dersler çok keyifli geçiyordu ,sanki hepimiz biyolojiye aşık olmuştuk. Ve tabii öğretmenimizi de çok sevmeye başlamıştık. Koca sene çok iyi geçmiş, en korktuğumuz öğretmen en sevdiğimiz kişi haline gelmişti. O da bizimle şakalaşmaya bile başlamıştı.Hatta öğretmenler odasında, bizden sevgiyle bahsederken coğrafya öğretmenim duyup bana söylemişti.

Onu özünde tanıyıp, ona göre davranmamız meyvesini vermişti. Kısacası, sevginin gücü birçok olumsuzluğu yok edivermişti...Hatta öyle ki, diğer sınıflarda da artık bağırmıyordu, bir dinginlik gelmişti üstüne.

O zamandan beri ön yargılı olmamaya,mümkün olduğunca herkesi tanıyıp anlamaya, daha hoşgörü ile bakmaya başladım. Sevginin, iyiliğin ve de saygının, açılmaz denilen gönül kapılarını açtığına şahit oldum.

Bence dünyanın en güzel şeyi insanları sevmek, verdiğiniz sevgi asla kaybolmuyor ,eninde sonunda size aynen geri dönüyor.

Yüreklerinizden sevgi eksik olmasın...

 
Toplam blog
: 351
: 3216
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Emekli olmaya çalışan bir sanatçı,yazmaktan büyük keyif alıyorum. Kocaeli Gölcük' de oturuyorum e..