Seviyor sevmiyor, seçiyor seçiliyor

Telefon konuşması ile başlayan ve kısa mesaj ile biten kısa bir ilişki;

“Çok iyi arkadaş olabileceğimize inanıyorum”

İşte kendimi beğenmişliğimi derin bir yenilgiye uğratan kısa mesaj. Egomun bu kadar sade bir cümleyle yerle bir edebileceği aklımın ucundan bile geçmezdi.

Murat TAŞKIN

Görücü usulü bir buluşmaya giden gencin hazin dramı;

“Bu devirde görücü usulü buluşma mı olurmuş?” diye çok tepki almıştı ama denemekte yarar var diye düşünüyordu. Belki de kader onlar için ağlarını böyle ilkel bir yöntem ile örmüştü.

Kızı beğenmişti ve şimdi kız tarafından beğenilip beğenilmediğini öğrenmesi gerekiyordu. Oldu olalı aceleciydi ve bu soruya da acilen bir cevap bulmalıydı. Buluşmanın ertesi gününde aradı ve ben gidiyorum ama yine geleceğim dedi. Hayalindeki kız onun için Serdar Ortaç’ın ne olur gitme şarkısını söylüyordu ama gerçekler hayaller gibi eğlenceli olmayabiliyordu ve hayal mahsulü olmayan kızımız iyi yolculuklar gibi sade bir söz ile uğurluyordu sınav sonucunu heyecanla bekleyen gencimizi.

Gidince telefon açmak için bir bahanesi daha olduğunu düşündü ve daha dün tanıştığı kıza yolculuğunun iyi geçtiğini bildirmek gibi gereksiz bir telaşa kapıldı. Aksilik oydu ki kızın da yoğun bir anına denk geldi bu lüzumsuz telefonu ve kızın kutup soğukluğunda cevaplarıyla bir anda dondu kaldı evin ortasında.

Topu kaptırınca hatasını telafi etmek için vücudun anlık olarak aşırı salgıladığı adrenalin ile rakibe Allah ne verdiyse saldırarak büyük çoğunlukta armut gibi gereksiz kart gören futbolcu misali telefona sarıldı ve hiç atmasaydı çok daha iyi olacak bir mesaj attı.

“kem küm kem küm ….. sesini duymak için aramıştım ….. kem küm kem küm” diye bir şeyler yazmıştı mesaja. Resmen kendini sapık konumuna düşürmüştü. Sesini duymak için aramakta ne demek oluyordu? Ses fetişi mi vardı bu çocuğun da sadece ses duymak için telefon açıyordu.

Çok gecikmeden acı cevap gelmişti

“kem küm kem küm ………………Çok iyi arkadaş olabileceğimize inanıyorum”

Mesaj çok netti. Sınav sonucu bir solukta eline gelmişti. Sonuç netti yani seçilmemişti. Sınav sonucuna itiraz eden öğrenci misali umutsuz birkaç mesaj ile durumu toparlamaya çalıştı ama yapacak bir şey yoktu. Artık çok geçti. Sonuçlar açıklanmıştı ve gerçekler acıydı.

Artık genç kendisini bir sonraki seçme ve seçilme sınavına hazırlıyordu. Mesaj trafiği bittikten sonra içine düştüğü derin boşlukta seçilmeyişinin ezik analizini yapmıştı.

Zaten görücü usulü buluşma kadar saçma bir şey olur mu canım sendeler...

Zaten olsaydı otobüs yolculuğu, uçak yolculuğu derken canım çıkacaktılar...

Zaten ben baştan anlamıştım bu işin olmayacağını vs vs. ler...

Seçmek ve seçilmek hayatın içinde var olan acı gerçekler. Seçiyoruz ve seçiliyoruz. Sevsek de sevmesek de, istesek de istemesek de.