Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Sevmek üzerine

Sevmek üzerine
 

Bazen düşünüyorum, gerçek aşkta "bağımlılık değil" esas olan "gönüllü bağlılıktır" ve hiç bir dayatma bu baglılıgı zorla saglayamaz.

iki insan ,sevgiyi ve askı bir mülkiyet nesnesi haline getirmeden, korkulardan arınmıs bir sekilde karsılastıkları zaman ancak gercek bir askla karsılasma sansları vardır kanısını taşıyorum..

İnsanlar arasında "sahiplenme tutkusu" ve "sahip olunanı koruma"egemen duygusu ile "ayrılık ve yalnızlık korkusu"da askın ask olarak yasanmasına ve sevginin gelistirilmesine cok önemli bir engel teskil ediyor diye düsünüyorum.

Hele buna bir de cocukluktaki ana-baba sevgisinden yoksun kalma korkusu da eklendi mi bir korkular zincirinin icinde asklarda, sevgilerde kaybolup gidiyor.

Çünkü,bu korkular ve kabuslarla kocaman insanlar haline gelen kadın ve erkek,ask adına bir araya geldiklerinde de aynı korkuları sadece "farklı bicimlerde" yasamaya ve sürdürmeye devam etmekteler.

Bir çok insan NE KENDİSİNİN SEVME YETENEGİNE VE NE DE BİRLİKTE OLDUGU KİSİNİN SEVME YETENEGİNE OLSUN, HİCBİR ZAMAN "YETERİNCE GÜVEN DUYMAMAKTA" ve aslında iste asıl bu durum aşkı ve sevgiyi içten içe kemirmekte ve geriye birgün sadece ama sadece bitmis bir askın tortusu kalmaktadır.

Bana göre askta mutlu olmak isteyen ve gercek bir sevgiyle bulusmak isteyen her kadın ve erkek,öncelikle "yeterince sevilmemek korkusu" ile"sevgiyi bir nesne gibi"algılayıp, ona bir mülke sahip olma istegi gibi bir duygudan uzak durmalıdır.

Ne zaman ki sevgi ve askı bu duygularla sahiplenmek istersek[ki cogu zaman da böyledir}ve onu kaybetme korkusu ile yasamaya baslarsak iste "ASIL O ZAMAN SEVME YETENEGİ ZAYIFLAMAKTA" ve kaybetme sürecinin temelleri atılmaktadır.

Çünkü artık yasanmakta olan, askın o tanrısal coskusu degil,korkularımızın kabusa dönüsen bir senfonisidir.Ve burada aska pek yer yoktur.

Bu kadar zamanda edindigim deneyim ve yasadıklarımın bana ögrettigi, yalnızca "sevginin kendisine deger veren" ve insanlara[kadın veya erkek] hesapsızca ve sevecenlikle,acıklıkla yaklasabilen, yüregini korkudan arındırmış, gercekten "sevme yetenegi" olan bir kimse tüm yasamı boyunca "sadece sevgiye baglı kalır ve onun icin sevmek herseye ragmen birine baglı veya bagımlı olmaktan"daha önemlidir.

Bana göre ask iliskisinin anlamı,"karsılıklı bagımlılık" olmadıgı gibi, gelecek projeleri de degildir.

Sadece ve sadece sevginin yasanma yogunlugu ve sürekliligidir.

Kısaca hesapsızca sevgiyi yasayabilmektir.

Gercek anlamda sevmek,"sevilenin vermeye deger durumu sürdügü ve biz öyle hissettigimiz sürece,karsılık beklemeden vermek"durumudur…

Benim bildigim askın bizatihi kendisi zaten yeterince büyüktür ve dogru bicimde yasanıyorsa doyurucudur da.

O zaten bahsedegeldigim kendi anlamı icinde kendine yeterlidir ve ask varsa "düsünce susar".

Ne yazık ki cogunlukta kısa bir süreligine.

Hesap, kitap, plan, proje endise, kaygı yoktur ve sadece anı yaşama, yasananı koruma, ertelememe ve engin bir doyuma ulasma duygusu vardır.

 
Toplam blog
: 88
: 1115
Kayıt tarihi
: 09.01.07
 
 

Ankara SBF'yi bitirdim. Öğrencilik yıllarında gazetecilik, sonrasında uzun yıllar özel sektörde ü..