- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Şeyh Bedrettin üstüne
Sıcaktı, sıcak. Sapı kanlı, demiri kör bir bıçaktı sıcak. İşte böyle başlıyor Nazım’ın en güzel şiirlerinden biri, Şeyh Bedrettin Destanı. Aslında böyle başlamıyor da benim en sevdiğim, okurken şiirin içinde hepten kendimden geçtiğim kısmı böyle başlıyor.
Nazım Şeyh Bedrettin Destanını ceza evinde yazmış. Zaten destanın içerisinde bundan bahsediyor. Biraz bizi resmi tarihin ellerinden alıp gerçek tarihin ortasına bırakıyor.
İnsanlık tarihi hep savaş ve ölümlerin tarihi olmuştur. Tarih kitapları hep savaşları ve onu kazanan büyük orduları, komutanları anlatır. Nazım ise destanda umudu, imkansıza karşı olan mücadeleyi anlatıyor. Belki de hiçbir tarih kitabında bulamayacağımız, anlatılmayacak olan bir gerçeği hiç çıkmamacasına topluma ve gelecek kuşaklara armağan ediyor.
Tabi Şeyh Bedrettin çok büyük bir insan ve düşünür. Zamanının en büyük hocalarının yanında Mısırda, Şam da, Bağdat da on yıllarca pişmiş, kendini ve çağını aşmış bir düşünürdür.
Siz adının Şeyh Bedrettin olduğuna bakmayın. Bu günkü şeyh, hoca bozuntuları ve onların dalkavukları ve sürüleriyle hiçbir alakası yoktur. Aklı ve bilimi rehber edinmiştir.
Kulluk ve kölelik çağında kendisi insan onuru, kadın erkek eşitliği ve ekonomik alanda bir reformu ortaya atabilmiştir. Bunu ‘’ Yar yanağından gayri her şeyde, her yerde hep beraber olmak için. ‘’ sözüyle çok da güzel anlatmıştır. Daha ne desin.
Nazım bu destanla bize sadece ormanı dışardan göstermiştir. Ormana girmek, içerisindeki ballı incirleri yiyebilmek sadece isteyene. Şeyh Bedrettin’i ve fikirlerini daha yakından tanımak isteyenler için naçizane tavsiyem; Radi Fiş’in Bende Halimce Bedrettinem isimli kitabı okumalarıdır.
*Bilgi yalnızca belleğimizin bir parçasıdır, anlamaksa varlığımızın bir parçasıdır.
* Şeyh Bedrettin
Foto : Türksolu.org sitesinden alınmıştır