- Kategori
- Emlak
Seyyar emlakçı geldi hanıııım!

Bursa, İstanbul gibi büyük şehirlerde pek gündeme gelmez bu gibi şeyler ama turistlerin yoğun olarak bulunduğu güney kasabalarında yaşanan büyük bir sıkıntı var. Bu sıkıntı emlak piyasasında… Ünlü bir emlakçının özel projelerden sorumlu genel müdür yardımcısı olan dostum Erdal Kaplan ile karşılaştım geçen gün. Hal hatır sorduktan sonra “abi” dedi, “şu bizim dertlerimizi de bir yazsana.” O anlattı ben dinledim. Erdal kardeşim çok haklı. İşini yasal yollardan yapmaya çalışan, vergisini veren emlakçılar işsizlikten yakınıyor. Bu durgunluğun nedeni ise çok vahim. Durum şu; yabancılara mülk satışında fiyatlar yüksek oluyor. Yani siz bir Türk olarak, diyelim ki, Fethiye de bir villa almak istediniz. Size verilen fiyat örneğin 230 bin lira olsun. Aynı villayı bir yabancı sorduğunda bu fiyat direkt olarak 350 bin liraya fırlıyor. Sözün özü işin içine yabancı girince rant epey yüksek. Arsasına hasbelkader bir iki villa diktirenler hem emlakçıya veriyor hem de eşe dosta haber salıp, “Bak senin yabancı dilin iyi, turistlerle de haşır neşir oluyorsun. Aman sat şu villayı ben seni görürüm” deyiveriyor. Hal böyle olunca, garsonu, komisi, tur satıcısı, iki kelime İngilizce bilen berberi, şoförü ve sıkı durun ülkemize yerleşmiş İngiliz vatandaşı da komisyonculuğa soyunuyor. Eh bir villa satsa 25-30 bin anında cepte. Üstelik vergisi yok algısı yok. Ne var ki, satılan evlerde çıkan sorunlar karşısında bu tip aracılardan ev alanlarda güven kaybı yaşanıyor. Örneğin inşaattaki eksikler, söz verilip yapılmayan değişiklikler oluyor. Bu gibi sorunlar karşısında yabancı alıcı çaresiz kalıyor. Diğer bir yara da imar izni olmayan binaların satılması... Böyle bir mülkü yasal çalışan emlakçılar doğal olarak portföylerine almıyorlar. Yaptığı villayı yasal izni olmamasına karşın satmak isteyenler de bu seyyar sözde emlakçılarla anlaşıyor. Hiçbir şeyden haberi olmayan yabancı alıcı da çok sonra anlıyor nasıl bir derde bulaştığını. Örnekleri çok... Emlakçılar derneği bu konuda ne kadar mücadele etse de sorun çözülmüyor. Bana kalırsa çözüm bu tip komisyoncuları yakalamaya çalışmaktansa alıcının bilgilendirilmesinden geçiyor. Nasıl mı yapacağız? Elbette benim önerilerim olacak. Ancak siz okurlarımın da önerilerini bekliyorum. Hadi bakalım, tartışalım...