Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sıcaklıklar çok Sıcak

Sıcaklıklar çok Sıcak
 

Havalar kötü gidiyor. Adı ne olursa olsun, ister Afrika, ister çöl, isterse başka bir şey bu sıcaklıklar gerçekten insanları bunaltmaktan öte, öldüremeye geliyor. Gazetelerde tek tük de olsa ölüm haberlerini okumaya başladık, yakında bu haberler artacak.

Bu haberler neden mi artacak? Zira, hava sıcaklıkları önceki yıllara göre yaşanılan sıcaklık değerlerinin çok üstünde. Mesela Pazar günü Fethiye’de digital termometreler 51 dereceyi ölçmüş. Dün İzmir’de öğlen saatlerinde 43 derece ölçülmüş. Antalya’da 44 hatta bazı yerlerde 48 dereceye kadar ölçüm yapılmış. Bu ne demek biliyor musunuz? Patlamaya hazır bir bomba!. Çünkü bu değerler, ölçüm değerleri.. Bir de hissedilen sıcaklık var ki , bu değerlerden enaz 4-5 derece daha fazladır. Kırk üç derecelik bir dış sıcaklıkta, eğer dışarıdaysanız hissedeceğiniz sıcaklık değeri 47-48 derecelerdedir. Bu sıcaklıkta, kalp atışları anormalleşir, tansiyon anormalleşir ve Allah korusun beyin kanaması bile geçirilebilir.

Bu havalarda çok dikkatli olunmalı ve dışarı çıkılmamalı. Hele, yaşlılar, kalp ve solunum rahatsızlığı olanlar, parküson hastaları, hamile kadınlar asla dışarı çıkmamalı. Ama çıkılmak zorunda kalınıyorsa da, güneşin dik ışınlarından koruyucu şapka, şemsiye, gözlük ve açık renkli kıyafetler giyilmeli. Ve olmazsa olmazlardan yanlarına su almalılar ve bolca sıvı tüketmeliler. Çünkü aşırı terlemeyle vücut mineral kaybeder bu kısa zamanda yerine getirilmezse, vucutta onarılması mümkün olmayan hasarlar meydana gelir. Ölüm ise, en uç hasardır. Malumunuz tedavisi yok.

Her akşam haberlerde görüyorsunuz, sıcaklık haberleri top ten’e girmiş durumda. Yurdun muhtelif yerlerinde vatandaş görüntüleri gösteriyorlar. Herkes çok şikayetçi. Kimi kendini gölge bir yere atmış, kimi bulduğu akar suda serinletiyor. Tatil bölgeleri hınca hınç dolu. Herkes kendini denize atmış, denize atmayanlar, özellikle çocuklarda kentlerdeki süs havuzlarında serinlemeye çalışıyorlar. Onlarında çözümü bu ! Suyun temizliğini ve tehlikesini düşünen kim ?

Pazar günü İzmir çok sıcaktı. Kendini sahil kesimlerine, daha serin olabilecek yerlere atabilenler çok şanslılardı. Ama kendini bir yere atamayıp da evinde oturanlar, akşamı nasıl ettiler acaba ? Akşamı diyorum çünkü, akşam saatleri gündüze nazaran nispeten daha az sıcak hatta zaman zaman esintili oluyor. Güneşin gittiği zamanlarda bir çok insan kendini bahçeye, balkonlara atıyor. Sıcaktan insanın canı bir şey yapmak istemiyor. Gece geç saatlerde televizyonda Kasırga isimli filmi izliyorum. Bir fırtına, bir hortum, yağmur, ping pong topu büyüklüğündeki dolu, kar görüntülerinde bir de yaşadığımız kavurucu sıcaklıkları düşündüm. O doğa olası felaketlerine göre nispeten daha şanslıydık ama dengesi bozulan doğanın 50 dereceyi aşan sıcaklıkları yaşaması da bir afet olarak değerlendirilmeli diye düşündüm. Sonra sokağa attım kendimi, kimse uyuyamamış sıcaktan. Herkes balkonlarda. Ve o da ne ? Sıcaklığa bir Türk çözümü ! Balkonda vantilatörle serinlemeye çalışan bir Türk aile. Normaldir diye düşünüyorum.

Bir parkta ağaç gölgesinde bir grup insan kendini atmış, sıcaktan korunmaya çalışıyor. Vatandaşın biri sıcağın ve rehavetin de etkisiyle uyumuş, röportaj yapmak mümkün değil. Bir yaşlı adam, bir ağacın gölgesinde, üstündekini çıkartmış atletiyle oturuyor. Ona mikrofon uzatıyorlar. Bu sıcakta dışarıda ne yapıyorsun diyorlar. Ev çok sıcak, klima da yok kendimi buraya attım diyor. Seyyar satıcının biri tezgâhını yol kenarına bırakmış, o da atmış kendini çimenlere kestiriyor. Orta yaşlı bir bayana uzatıyorlar mikrofonu “sıcaklık nasıl “ diye soruyorlar. Orta yaşlı bayan da “ bunu anlatmaya ne hacet, durumumuzdan belli olmuyor mu ? Sıcaklıklar çok sıcak “ diyor. Diğer haberleri izlemeye ve anlatmaya gerek yok. Bayan her şeyi özetlemiş durumda.. Sıcaklıklar çok sıcak..

Bu sıcaklıklar elbette ki anormal bir durum. Ama sinirlenip, tanrıya yakarmanın gereği yok. Bu noktaya nasıl gelindiğinin bir aritmetiğini yapmakta fayda var. Ağaçları kestik, nehirleri, gölleri kuruttuk, yer altı sularını tükettik. El birliğiyle, kötü gazları sanayi adına, daha fazla para adına atmosfere saldık. Özellikle ülkemizde, sahip olduğumuz suların kıymetini bilemedik. Yıllardan beri nehirler bu ülkede denizlere aktı. Dünyanın, ozon düzenleyicisi buzulları her gün binlerce m3 ve yüzlerce metrelik bloklar halinde eriyor. Ozon mozon kalmayınca da güneş eskisinden çok daha inatçı ve şiddetli olarak ışınları dünyamıza gönderiyor. Ve bilim adamlarına göre söylenmese de “kıyamet” yakındır. Zira, milyarlık yaş dönümlerinde buna benzer olaylar yaşanmış evrenimizde. Tarih tekerrürden mi ibaret acaba ?

Evet, sıcaklıklar çok sıcak. Termometrelerin çatladığı, trafoların patladığı, Ağustos böceklerinin bile sıcaktan cırcırlamak istemediği bir yaz geçiriyoruz. Bu sıcaklıklar yaşanacak, tersine çevirmek mümkün değil. Belki de her seferinde kendimizi klimalı yerlere atmaktan ziyade buna alışılması gerekir. Çünkü yalnızca, önümüzdeki temmuz ve ağustos aylarında değil. Bundan sonraki yıllarda da "sıcak hatta çok daha sıcak" olacak. Bugün termometrelerin ölçtüğü sıcaklık değerlerinin çok daha yüksek olanları yaşanacak. Onun için, şimdiden önlemlerinizi alın. Siz yine de kurallara uyun. Sıcaklıkları azaltamazsınız ama kendinizi koruyabilirsiniz. Şapkasız, gözlüksüz, susuz dışarı çıkmayın. Yoksa ...

../..
 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..