Şiddet olmamalı

Ne vakit böylesine öfke dolu bir toplum haline geldik biz. Hiç farkına varmadan nasıl bu kadar çok şiddet girdi hayatımıza. Nasıl oldu da değerlerimizi, saygımızı, hoş görümüzü kolayca terkediverdik.

Ne oldu bize de bu kadar şiddetle yanyana yaşar ve bunu kanıksar olduk. Televizyonda haberleri izlemeye yüreğiniz dayanabilirse eğer, başlangıcından bitişine kadar ülkede olayları görüp, siz de tüm bu soruları aklınızdan geçirirsiniz mutlaka.

Öfkesini kontrol edemeyen bir milletiz. Sinirlerine hakim olamayan, saldırganlaşan, her zaman kavgaya hazır bir millet.

Konuşup birbirimizi anlamaya çalışarak olaylara çözüm bulmak yerine, kavga eden, yumruklaşan, silahına sarılan insanlar olmuşuz. Silahların bu kadar kolay ulaşılabilir olmasının doğurduğu sonuçlar ortada.

Okuma oranının çok düşük olduğu bir ülkede, normal olarak televizyon izleyerek vakit geçiriyor insanlar. Peki televizyonlarda hangi programlar en çok seyrediliyor dersiniz! Yarışmalar, haber programları, belgeseller! Hiç biri değil, diziler!

Peki, kadın dövülmeyen,kavganın olmadığı, silahların patlamadığı kaç dizi var ekranlarda. Ne yazık ki çok az. Bizim insanımızın başka türlü bağı vardır dizilerle arasında. Kendini kahramanların yerine koyar, onlarla özdeşleşir. Hatta öylesine kaptırır ki kendini , seyrettiği dizi gerçeği olur. Dizi oyuncuları yaşayan insanlar haline bürünür gözünde. Onları taklit eder, onlar gibi davranır. Bizim toplumumuzda dizilerin insanlar üzerinde tahmin edilenin çok ötesinde bir etkisi vardır. Bunları gözönünde bulundurarak, yapımcıların, senaristlerin, yönetmenlerin çok daha duyarlı davranmaları, sadece para kazanmaya odaklanmak yerine, biraz da yaşadıkları toplumu düşünmeleri gerekiyor.

Dengeler önemlidir hayatta, özellikle de böyle bir toplumda yaşanıyorsa. Yaptığınıza, söylediğinize, yazdığınıza dikkat etmek zorundasınız. En azından bundan sonraki nesilleri kurtarmak için.

AYTÜL BİNGÖL