Siyaset üzerine

Apolitik bir kişilik olup, bu durşunuzu da inatla devam ettirmeye çalışsanız bile, yaşadığınız ülke, içinde bulunduğunuz coğrafya sizi ister istemez siyasetin kucağına atıyor.

Siyaset deyince, bizim memlekette başka türlüdür şu siyaset meseleleri. Avrupa ülkelerindekine pek de benzemez, hiç benzemez hatta. Bizim siyasetimiz de kendimize hastır, kültürümüze özel. Kendi seçtiğimiz  insanları ilahlaştırırız mesela. Onlar bize minnettar kalacaklarına, biz onları göklere çıkarırız. Görevleri olan şeyleri yapmaları bile gözümüzde büyük hizmetler yerine geçer. Onlar ne yaparsa doğrudur, ne derlerse haklılardır. Devlet büyüklerimiz en iyisini bilirler her zaman.

Batı kültüründeki “Seçtiklerimiz bize hizmet etmek için oradalar” düşüncesi bizlere bir hayli uzaktır. Yeri gelir, oylarımızla başımıza getirdiklerimizin hizmetkarı oluruz. Önlerinde el pençe divan durur, emirlerine amade bekleriz. İnsana değil, makama, güce saygı duyarız. Korkuyla, çekinmeyle karışık bir saygıdır bu.

Siyaset git gide daha da anlamsızlaşıyor etrafını kirli sular sararken. Bir zamanların politik kişiliklerinin nezaketlerine dair anlatılan anektodlar tatlı birer masal gibi çalınıyor kulaklarımıza. Siyaset bir çıkar ilişkileri yumağı haline dönüşürken her geçen gün, saygı kavramı biraz daha yerle bir ediliyor. Dürüstlük, samimiyet, ilkeli olmak gibi kavramların içleri hızla boşaltılıyor. İnsanlar siyaset yapmayı servet sahibi olmanın yolu olarak algılıyor. Yeni soluklara, farklı düşüncelere ihtiyaç varken, koltuk bağımlılığı ağır basıyor olmalı ki, çocuklar doğuyor, büyüyor ama politikada yüzler bir türlü değişmiyor.

Siyasi partiler kadınlara ve gençlere şans tanımaktan kaçınıyorlar. Meclisteki kadın milletvekili sayısına bakınca bunu anlamak gayet mümkün. Oysa ki, hatırı sayılır bir kadın seçmen sayısına sahibiz. Ve kadınlarımızın neden hala, hemcinslerine eşit şartlar tanımayan partilere oy verdiklerini anlamlandırmak oldukça zor.

Bu ülkenin değişmek ve gelişmek için kadınlarına, gençlerine ihtiyacı var. Bunu hala anlayamayan siyasetçilere güle güle demenin vakti gelmedi mi! Erkek egemen politikalarıyla kadınların üzerinde baskı kurmaya çalışan, gençlerin yaşam tarzlarına karışan, kendilerini vatanımızın sahibi olarak gören çağdışı politikacıların, dar görüşlü icraatlarının hiç bir yararı yok artık bu ülkeye.

Siyaset kendine değil vatana hizmet etmek içindir. Bunu halka anlatmak, onları biliçlendirmek gerekliliği gün gibi aşikar. Kendilerini, oylarıyla seçtiklerinin karşısında ezik gören, onların hakaretlerine, azarlarına maruz kalıp ses çıkarmayan insanlar değil, hesap soran, oyunun, vergisinin peşine düşen, hakkını aramayı bilen insanlar olmak zorundayız.

AYTÜL BİNGÖL