- Kategori
- Gündelik Yaşam
Şifa enerjisi isteyen var mı?

13.09.2013
İnsanoğlu; Adem ile Havva’dan beri sürekli bir değişim ve gelişim içinde bu günlere geldi.
Teknoloji hızla ilerlerken, bilim ve ilim ile ışık ötesi hız aldı/alıyor diyebiliriz.
Teknolojinin her alandaki yenilikleri bir taraftan işlerimizi kolaylaştırırken, diğer taraftan rahatlık ve tembelliği de peşi sıra getirdi.
Doğadan uzaklaşıp, kavanoz gibi evlerde, bilgisayarın önünde, ellerimizde cep telefonlarımızla ömrümüzü ‘yaşamaya’ değil ‘ çürütmeye meyil ettik.
Tabiat ananın; üretkenliğinden, kâinatın her bir renginden, uzaklaştıkça stres, öfke, korku denen o her neyse işte yönetememeye başladık.
Ruh, beden ve zihin dengemiz için hangi öğretiye sığınsak, nerde, nasıl, kendimizi buluruz diye arama yolculuğumuz başladı.
Oysa sır çözülmüştü, yapmamız gereken tek şey onu görebilmekti.
Yalanlardan, yanıltmacalardan, hırs, kıskançlık ve ego savaşlarına düşmenin yolu kendini ‘doğa’ ile bütünleştirmek, o muhteşem döngünün içinde yaşarken, ruhunu temizleyip inancınla, diyaframdan aldığın nefesle arınmaktı, sevgiyle…
***
Birilerini atlatan, kandıran, acıtan kişi/kişiler aslında bunu kendisine yapıyordu.
Oluruna bırakan, affeden, hoşgörülü insan DNA’sında dahi mucizelere vesile olabiliyordu.
Merkezimize aldığımız doğru kişilerin değerini bilmek, kendini çepeçevre herşeye/herkese dağıtmamak biraz ondan, biraz bundan şundan bu gelir, bundan bu gelir demeden dürüst bir iç benlikle yaşayanlar zaten bu güzellikle güzelleşenler huzuru bulanlardı.
Belki bundan 100 yıl sonra teknoloji daha da ileri gidecek, sağlık, mantık, bilgisayar ağı içinde insan birer ‘robot’ gibi hayatını yaşayacak, şimdiki durumu da arayacak belki insanoğlu.
Ruhani düşünce, olgunluk, hoşgörü, şefkat, sevgi şu anda bile çıkar ilişkilerine göre ayarlanıyor ise, kim bilir bir 100 yıl sonra durum nasıl olur diye tahayyül edemiyorum.
Bizleri bağlayan tıkanıklıklarımızı aslında kendimiz seçiyoruz.
Enerji düzeyimiz düşük olunca ona benzer kişi veya olayları kendimize doğru çekiyoruz.
İşte en sıkıntılı ise, bu çemberden kendini çıkaramamak, o döngüye saplanıp kalmak…
Ruhumuzdan, yüzlerimize yansıyan baskıları gelin doğru nefes alıp vererek temizleyelim.
Bırakın korkularınız akıp gitsin su gibi, izin verin…
Sevgi enerjisinin, ilahi gücün kapılarını açarken, bedeninizi, zihninizi, ruhunuzu suyun şifası ile arındırın.
Aynaya bakarken kendinize, dürüstçe bir ‘merhaba’ deyin.
Hem de ne geçmişe, ne yarına.
Şu ‘an’a içten, samimi bir ‘merhaba’ derken şifalansın ruhunuz, bedeniniz, zihniniz…
e-mail:belginturan@gmail.com