Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '08

 
Kategori
Güncel
 

Sıfatsız kişiler

Bazı kişiler vardır isimleriyle tanınır, bazıları da sıfatlarıyla.
Sıfatın dil bilgisi anlamı ismin yerine geçen kelimedir. Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliği olarak da açıklanabilir.

İnsanlar yaşamları boyu toplum içinde bir yer, bir makam, bir görev ya da ödev sahibi olmak için çalışıp, didinirler. Çünkü bu niteliklerin kendilerini diğerlerinden yücelttiğini düşünmektedirler. Bu yücelme ekonomik rahatlık sağlarken, başkaları üzerindeki etki gücünü, baskı ve emretme otoritesini de artırmaktadır.

Bu yüzden bazı kişiler ömür boyu ‘sıfat savaşı’ verirler. Bir sıfata sahip olur, onunla yetinmez başkasına göz dikerler.

Bazıları da hiçbir sıfata sahip olamadıkları için hep bunun ezikliği içinde yaşar, kıskançlık duyguları içinde kudururlar. Hatta kimileri olmayan sıfatlarını varmış gibi gösterip, kendilerinin de adam sınıfından sayılmasını isterler. Oysa ki bilmezler ki adam olmakla sıfat sahibi olmak ayrı bir şey.

Sıfat mücadelesi verip, sığınabileceği bir kılıf bulan ve bunu kaybetmemek ya da artırmak için büyük çaba harcayan kadar, hiçbir sıfata sahip olamayanlar da kompleksleri içinde kıvranıp dururlar.

Her ikisi de insanlık için zararlıdır. Çünkü gücü sadece mevki, makam, para, meslek ve bu yolla kazanılmış unvanlar olarak gördükleri için yüreksizdirler. Kişilikleri oturmamıştır ya da hiç yoktur. Her hareketleri, her konuşmaları içlerindeki kompleksi ortaya döker, basitliklerini bir çırpıda gözler önüne seriverir.

Bu gibilerle yaşamak, çalışmak, arkadaşlık etmek ya da belirli bir süre de olsa bazı anları paylaşmak insanı kahreder. Onların bu halleri insanı öfkelendirdiği gibi üzer de.

Çünkü bu gibi kişilerle bir noktada buluşmuş olmak kişiyi rencide eder, burukluk yaratır. Uzun süreli aynı çatı altında kalmak ise sıfatsız kişilerin ya da edindiği sıfatı devamlı öne çıkaranların terk edilmesiyle sonuçlanır.


Bana göre en iyi sıfat kişinin kendi öz adıdır. Yani kişinin adı aynı zamanda sıfatı olmalıdır.


Örnek mi istiyorsunuz; ‘Atatürk’.

Adını söylerken onlarca sıfatından birini dahi kullanmaya gerek duymuyor insan. Çünkü tüm sıfatları adının altında eziliyor.

Onu yüceltmek için türlü türlü nitelemeler yapılıyor, sıfatlar yakıştırılıyor, yaşamı boyunca sahip olduğu unvanlar, oturduğu makamlar adının önüne getirilip, anılıyor.
Oysa ki onun büyüklüğü sahip olduğu kişiliğinden, milletine verdiği değerden ve milleti için yaptıklarından geliyor. Hiçbir sıfat da bunların karşılığı değildir.

 
Toplam blog
: 121
: 1472
Kayıt tarihi
: 23.08.07
 
 

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü mezunuyum. 28 yıllık g..