- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Şiir yazmalı, yazmalı bu anı şiir

Yazar mı bu anı şiir?
Hem şiir yazmak istiyorum bugün, hem öykü; ruhum kaldırırsa geceye kalmadan roman yazmak istiyorum, deneme; yıldızlar basmadan içimi sahneye çıkmak istiyorum, film çekmek.
Bir bardak ıhlamur sonrası aldım şehrim İstanbul'u karşıma.
Sıra sıra vapurlar geçiyordu penceremin önünden şarkılar söyleyerek. Deniz içi üstü çocuklar oyunlar oynuyorlardı, hep ebe olmaktan mutlu, ben ben ben!...
Şiir yazıyordu İstanbul!
Adalar'ın öyküsünü çantasında taşıyordu o öğrenci. Kıyıda balıklar bekliyordu o genç kızı heyecanla, pullarında ışıl ışıl denemelerle.
Sait Faik'i soruyordu Burgaz'ın kedilerine, köpeklerine, martılarına, avarelerine genç; yazmalıyım, onu bende kere kere yaşamalıyım, diyordu duyanlara.
Aşk sahnedeydi.
Nazım Hikmet'i giymiş, nasıl giymişse giymiş, Beyoğlu'nda yürüyordu adam. Solunda o kadın, sağında öteki kadın ve ardında, mazide o hüzünlü kadın; şiir, şiir döke döke gidiyordu adam.
Dost o filmin o sahnesini çekiyordu.
Yağmur yağıyordu, o İstanbul'da yağmur yağıyordu, o İstanbul yağmurun altında sırılsıklamdı, bu İstanbul o zamanlar daha, e heyyyy yoktu, var olabileceği düşünülmüyordu.
Denedi kadın, o kadın denedi o İstanbul'u kurtarmayı.
İstanbul'un tadını kaçırmadan kaçırdım beni İstanbul'dan, taşındım içime, daha dibime. İstiyorum, yalan yazmanın bir manası yok; şiir yazmak istiyorum, öykü, roman.....
1. Not: İstanbul'un bedeninde kaldı şiirlerim, desem ve gülsem, samimiyetim için yazar mısınız bir öykü Sait Faik'ten!
2. Not:
Dün zaten
dünde kaldı bende
bugün gitti
az önce
haber maber
vermek yok
yarını bekliyorum
dedi Sait Faik
gelmez
benim bildiğim yarın
gerçek bir yarınsa
şehrin İstanbul'a
içi sana gelmez
gelmedi de
dünsüz
bugünsüz
yarınsız
dayandım
İstanbul'un ruhuna
şiir yazmalı
yazmalı şiir
bu anı!