Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '10

 
Kategori
Sosyoloji
 

Silah dağıtılarak nereye varılır?

Göz göre göre eline TABANCA tutuşturulmuş olan ''ruhu pörsümüş'' bir kişi, sözüm ona aşırı sevgi yüzünden bir CAN almış.

Az önce okudum. Özetle : İSTANBUL'da bir ilköğretim okulu müdür yardımcısı (33 yaşında), aralarında aşk ilişkisi olduğu ileri sürülen anasınıfı öğretmenini (yaşı 25), öğrencilerin gözü önünde tabancayla vurduktan sonra boynundan ve sırtından bıçaklayarak öldürdü. (Yayın yeri: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14012419.asp?gid=373 )

Çok acı bir olay! Ruhların terbiye edilmediği, kadın erkek ilişkilerinin boytularının irdelemediği, cinsel eğitimin anlatılamadığı toplumumuzda ne kadar acı da olsa bu gibi olayların önü alınamıyor. Bir de bu gibi nice noksanları var olduğu bilinen toplumun belli başlı kişileri (!) olarak öne çıktığı sanılan: Öğretmen, müdür, gazateci, muhasebeci, mutemet, şoför, tüccar, eski milletvekili, kan davalı gibi nice başvuru sahibine RUHSATLI SİLAH verilmesi için kanunlar çıkartılıyor.

TOPLUMUN SİLAHLANMASI bir yönü ile ''gizli gizli olacağına'' bazı aklı evvel yetkililerin nazikçe önerileri ile peş peşe en olmadık ayrıntıları içeren yönetmelikler de çıkartılarak; anlaşılan Ruhsatlı Silah alınabilmesi k o l a y l a ş t ı r ı l ı y o r! Bu yüzden de en olmadık, en umulmadık yerlerde ''bir ya da bir kaç canı öldürerek'' patlıyor o silahlar. Bu nasıl bir akıl, bu nasıl bir Devlet yönetimi anlamakta zorlanıyorum.

Unutmayalım ki içinde boğuşarak, köşe bucak kaçarak gelmiş olduğum Öğrenci Olayları boyunca patlayan silahlar hep dışarıdan geliyordu. İçeriden de bunu destekleyen ajanlar, provakatörler, silah tüccarları ile mafya türü örgüt elemanları vardı.

Nasıl getirildiği, nasıl pazarlandığı, kimlerce neden ve niçin bu yollara tevessül edildiği konularında ciltler dolusu kitaplar yazıldı. El altından dağıtılan bu silahlar da günü geldiğinde tek tek patlattırıldı. Olan kandırılmış maşalara oldu. ELEBAŞILAR ise mutlu, müreffeh bir hayat sürerek ya yaşıyorlar ya öldüler ya da çevrelerinde oluşan çıkar çatışmaları yüzünden temizleniverdiler. Bilmiyor musunuz 25 yıldan bu yana en az 35.000- CAN ALMIŞ olan TERÖR de bazı Ateşli Silahlar ile sürdürüyor varlığını.

İŞTE sanki ülkemizde bu alanda olan bitenlerden hiç bir haberi yokmuş gibi İÇİŞLERİ BAKANLIĞI el'an ''ruhsatlı silah'' dağıtımına devam etsin. Anlayamıyorum. Ortada binlerce, on binlerce Ateşli Silahlar'dan çıkan kurşunlar ile ÖLÜMLÜ HADİSE var; siz DEVLET olarak ''resmen silahlanmayı önleyici'' h i ç bir tedbir almıyorsunuz. Artık kalabalıklara dalmak, bir haksılığa uğradığınızda birilerine çıkışmak, kişileri doğruluğa davet etmek ne mümkün. Çünkü biliyoruz ki herkes silahlı! Bu durumdan dolayı o kişiler o kadar mutlular ki ne anlatılabilir ne de örnek alınabilir bir ruh hali içinde yaşayıp durmaktadırlar. Bu da bir kişilk bozukluğu salgını olarak yaygınlaşmaktadır. Ol silahların nerede, nasıl, ne için ve kaç kişiye karşı patlatılacağını kestirmek ise mümkün değil.

Biliniz ki ölümle sonuşlanan nice olaylara rağmen gerekenleri yapmamak UTANÇ verici bir anlayıştır. Sözüm ona A B'ne girmeye aday bir ülkenin emeklisi olarak sorayım: Siz bu uğurda hangi ülkeyi örnek alıyorsunuz ya da özgün olmak adına yapabildiğimiz abukluklardan biri de Ruhsatlı Silah dağıtmak mıdır?

Henüz yurttaşlarına doğru dürüst konut, sağlık hizmetleri ile toprak dağıtamayan bir ülkede sanırım en kolay iş: Alan razı veren razı, anlayışını da içinde barındıran bu tür silahlanmadır.

Ne olur 1984'ten beri hızlandırılan bu silahlanmayı DURDURUN artık. 1980'den bu yana dağıtılanları da toplayın; cani ruhlulara yatırım yaptığınızı, onların azgınlıklarını tetiklediğinizi ne zaman anlayacaksınız ey YETKİLİLER!...

''Kuru sıkı'' bilgiler ile belki aşinası olduğunuz Suç Biliminde (kriminoloji) yazmasa bile İNSANI İNCELEYEN edebiyatta yazılmış olduğu gibi ''sahneye çıkan her silah, er ya da geç patlayacaktır!!!''

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..