Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '12

 
Kategori
Siyaset
 

Silahları Bırakın Çağrısını PKK Ciddiye Alır mı?

Silahları Bırakın Çağrısını PKK Ciddiye Alır mı?
 

  • İsmini bilmediğim bir Emekli Albay… Siyaset Meydanı programında, Ali Kırca’nın karşısında… Söylemek istediklerimize dair tercüman oluyor Emekli Albay…
  •  
  • “Görüşme niçin yapılır?” sorusuna, “Silahların nasıl bırakılması gerektiğine ve örgüt üyelerinin ekonomik, sosyal ve siyasal hayata nasıl dahil edileceklerine dair ” diyerek yanıt veriyor.
  •  
  • Geçtiğimiz gün BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’da, benzer manaya gelen laflar etmişti. Altan Tan mealen, “İyi de kardeşim PKK silahları Erbil pazarında mı satsın?” diye bir ironi yapmıştı.
  •  
  • Peki ya bizim idarecilerimiz ne söylüyor?
  • “Silahları bırakın öyle müzakerelere geçelim.”
  •  
  • Tabii ki bu söylemin ciddiye alınır bir yanı yoktur. “Silahlarınızı koşulsuz bırakın görüşmelere başlayalım” demek, 30 yıldır süregelen bu sorunu hiç anlamamakla eş anlamlıdır.
  •  
  • PKK’nın silahları bir an için bıraktığını düşünelim… PKK ile neyi görüşecek devlet? İnsan hakları ve demokrasi sınırlarını genişletmeyi mi? Oysa İnsan Hakları ve Demokrasi herkesin ulaşmak istediği bir hedeftir. Böyle bir konu neden görüşme masasına konulsun? Tuhaf değil mi? Yoksa bizim siyasal iktidarlarımızın hedefinde demokrasi ve insan haklarına ilişkin hedefler söz konusu değil de, ille bir silahlı örgütün dayatmasıyla mı, bunlar hedef haline gelecek?
  •  
  • Bu coğrafyada, bulundukları statü gereği mutsuz olan bir halkın var olduğu ortadayken, bu halkın en temel insan hakları bizzat devlet tarafından gasp edilmişken, bu hakların verilmesi ve insanların mutlu hale getirilmesi çabası, neden bizim siyasal erk için bir pazarlık konusu oluyor? Anlaması güç olan durum işte tam da burasıdır. Doğrusu bu ya, ben bizim siyasetçilerin ne yapmak istediğini, neyi hedeflediklerini anlamakta zorlanıyorum. Gerçekten de bu ülkede gelişmekte olan olayları anlayabilmek ve yorumlayabilmek için ortalama bir zekânın üzerinde olmak gerekiyor. Aksi halde hiçbir şeye akıl erdiremiyorsunuz. Alın size Genelkurmay Başkanı’ndan inciler… Daha dün Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, BBP Genel Başkanı Destici’ye şöyle buyurmaktaydı, “Uludere’de ölenlerin arasında teröristlerde vardı. Bombalama sonrasında teröristler oradaki silahları temizledirler”. Bu saatten sonra böyle bir açıklama ancak bizim siyaset ve bürokrat eşrafına yakışır. Be kardeşim adama sormazlar mı, “Olayın olduğu gün bu açıklamayı neden yapmadınız, ağzınızı bağlayan mı vardı?” diye. Hadi her şey bir yana, daha birkaç hafta önce Başbakan, “Hata olmuştur dedik, özür diledik, paraysa, para da verdik” demedi mi? Genelkurmay Başkanı ayrı telden çalıyor, Başbakan ayrı telden…
  •  
  • Bu sorunun çözümüne ilişkin “Silahlarınızı koşulsuz bırakın görüşmelere başlayalım” çağrısı içi boş ve hiçbir koşulda içi doldurulamayacak bir çağrıdır. Bu ülkede bu çağrıya yatan çok iktidarlar geldi geçti. Bu çağrıya yanıt alınmış olsaydı, bu güne kadar çok kereler bu iş hale yola konulmuştu. Kaldı ki, Habur sürecini de yaşadık… Habur’a gelen örgüt üyelerinin şu anda ne durum da olduğunu bilen var mı?
  •  
  • Aslında kimsenin bu sorunu çözmeye niyeti yok. Zira verilen mesajlardan bunu anlıyoruz. Son noktada devletin, devlet ardına konuşlanmış medya düzeninin istediği şey “Silahlarınızı bırakın ve Yüce Türk Adaletine teslim olun”. Habur sürecinde böyle bir sonuç ortaya çıktı. Peki, bu beklentiye PKK yanıt verir mi? Evet… PKK bu beklentiye silahlarını bırakıp Yüce Türk Adaletine teslim olarak değil, yapacağı saldırılarla yanıt verir. Bu saldırılar sonrasında ölenler, Anadolu coğrafyasının mazlum gençleri olur. Sanırım mazlum gençlerin ölüyor olması bizim siyaset esanfının pek umurunda değil. Zira edilen beylik laflarından bunu anlıyoruz.
  •  
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..