Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

23 Ağustos '13

 
Kategori
Güncel
 

Şimdi ağlamak moda oldu (Ağlamayan bir tek bakan yok...)

ŞİMDİ AĞLAMAK MODA…

İnanın ben çok ağlarım ama benim çok kötü bir huyum var; “ağladığımı kimse göremez…”

“Ağlamak güzeldir” tadında sayısız yazılarım da var şiirlerim de.

Ağlamak iyi veya kötü duyguların dışa vurumudur ki bu da ağlayan insan da duygunun var olduğunu gösterir. Bu nedenle de ağlayanı da severim, acıdığımdan değil…

İnsanlar sadece kötü zamanlarda acı hissettiklerinde ağlamazlar, iyi neşeli mutlu zamanlarında da ağlarlar.

Yani ağlamak iyi bir şeydir. Rahatlatır kendisiyle ve çok şeyle hesaplaşmasını sağlar velhasıl canlıların hemen tamamı ağlar. Küçüklüğümüzde ağaçlara çivi çakardık, bir saat sonra geldiğimizde çaktığımız yerden su aktığını gördüğünde anne babalarımız yaptığımızın yanlış olduğunu anlatmak için bize” bak gördün mü ağaç ağlıyor, derlerdi. Ben hala “ağaçların” ağladığına inanıyorum.

Ağlamayı, ağlayanı kınamak büyük bir hatadır…

Ancak; ağlamak samimi içten olduğu zaman tatlıdır, inandırıcı olur etkiler. Ama samimi değilse yalan yanlış ve çıkar ilişkilerine bağlıysa adı da “timsah gözyaşları” olur…

Bunu ayıramazsanız, sizi sömürdükçe sömürürler hatta iliğinize kanınıza kadar…

***

AKP iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olması ile birlikte Türk Siyasetinde bir dönem açıldı; “ağlama dönemi…”

Seçilmiş olsun gökten zembille inmiş olsun koca koca adamlar koca koca kadınlar, vekiller bakanlar olur olmaz demeden halkın televizyonların önünde “ağlıyorlar.

Daha dün Başbakan bir televizyon kanalında salya sümük ağlamaya başlayınca yayın kesiliverdi, niye karizması çizilmesin diye…

Oysa tam on buçuk yıldır özellikle Başbakanın ağlaması da konuyla alakası olsun olmasın dini içerikli şiir okumaları da ona oy kazandırdıkça kazandırdı yalan mı?

Bizim milletimiz böyledir hele ki dindar geçinen kesim ağlayana ilahiler okuyana dualarla selam verenlere, konuşmasını ayetlerle süsleyenlere hiç dayanamaz. Ne yaptığını sorgular ne dayattıklarını.

Nasıl olsa şimdi “ağlamak moda” doldur ve coştur gitsin…

Sakın ola Başbakanı kızı için ağladı diye eleştirdiğim sanılmasın, bilakis bir baba olarak paylaştıklarından etkilendim.

Onu çok iyi anlıyorum…

***

Ağlayan adamı yazmaktan usandım, kardeşim adamın ağlamadığı hiçbir şey yok ki, pardon var; aşağıda…

Aileden sorumlu bir hanımefendi Bakan var, dün televizyon kameralarına baka baka Suriye de Mısır da ölen çocuklar için dudaklarını titreterek “ağlıyor…”

Başbakan konuştukça ve konuşmalarını ağlamaklı ses tonuyla süslediğinde;

Başbakan yardımcıları ağlıyor, parti sözcüsü ağlıyor, partililer ağlıyor yandaş vatandaşlar ağlıyor. “Tek tip”  partili bayanlar konuşmasına, anlattıklarına bakmadan yüzüne baktıklarında bile ağlıyorlar.

Aynı şekilde hiç tanımadıkları adını sanını dahi bilmedikleri yatırlarda türbelerde ağladıkları gibi…

***

Vali ağlıyor

Kaymakam ağlıyor

Emniyet Müdürü ağlıyor

Milli eğitim müdürü ağlıyor

Yeşil sermaye guruplarına bağlı ve siyasetten beslenen “iş adamları” ağlıyor.

Eli “palalılar kamalılar, sopalılar biber gazlılar coplular” ağlıyor.

Tüm bakanlar ağlıyor(ağlamayan bir tek bakan yok…

Yandaş gazeteciler özellikle Nagehan Alçı ayarındaki Başbakan hayranı gazeteciler ağlıyor…

Ve ekranları karşısında izleyen partili yandaş vatandaşlar, ağlıyor…

Velhasıl AKP taraftarı teknik adamları ve oyuncularıyla birlikte hepten ağlıyorlar…

***

Diyeceksiniz ki son zamanlarda Başbakan aileden sorumlu bakan başbakan yardımcıları niye ağlıyorlar?

Suriye de henüz kimin nasıl ve hangi nedenle attığı belli olmayan kimyasallar nedeniyle acı çeken hayatını kaybeden çocuklara gençlere ağlıyorlar.

Gözlerine uyku girmemiş sabaha kadar bir başbakan yardımcısının, rahat rahat uyuyanın da insanlığını sorgularım, diyor.

Mısır da düzeni sağlamaya çalışanlara sorgusuz sualsiz karşı koyan “Müslüman kardeşler” ve diğer illegal örgütlerin elemanlarının öldürülmesine ve kurun yanında yaş da yanarmış misali öldürülen masum vatandaşlara ağlıyorlar.

Evet, bu ülkelerde olan bitenlerden, yaşlanan katliamlardan dökülen kanlardan ihanetlerden, etkilenmeyen bırakın “Müslümanları”  insan yok, hepimizin içi kan ağlıyor, gördüğümüz vahşetten etkileniyoruz.  Şiddetle de kınıyor bir an evvel huzura kavuşmalarını barış içinde yaşamalarını diliyoruz…

***

Ancak, ben bugüne kadar Aileden sorumlu bakan hanımefendinin; Taksim ve Gezi Parkı eylemlerinde polisten yandaşlarından hunharca dayak yiyen, dövülen, saçlarından ve kollarından yerlerde sürüklenen,

Yerlere, asfaltlara karga tulumba yatırılıp postallarıyla başları ezilen, sıkılan tazyikli sularla yerlerde yuvarlanan,

Atılan gaz bombalarının fişekleriyle gözlerini kaybeden yüzleri parçalanan “gençlerin” bir tekine ağladığını görmedim.

Ağlamasını bırakın kınadığını bile görmedim. Eminim “bizi devirmeye kalkmak ha “oh olsun” demiştir.

Şimdi “iktidardaki” tüm ağlayan adamlara ve kadınlara yandaşlara soruyorum: Bu zulmü gören bu işkencelere maruz kalan hayatlarını kaybeden sakat kalan yaralanan çocukların hayatı, anne babalarının sevdiklerinin dostlarının arkadaşlarını yaşadıkları;  Suriye de Mısır da yaşanan olaylardan etkilenen, ölen çocuklardan,  onların ailelerinden yakınlarından daha mı önemsizdi, değersizlerdi acaba?

Onların çocuklarına bizim çocuklarımız diyorsunuz bizim bu çocuklarımız sizin çocuklarınız değiller mi?

***

Uludere de Başbakanın emriyle 34 vatandaş katledildi yuvalar yıkıldı çocuklar öksüz, kadınları dul kaldı, niye ağlamadınız?

Hatay Reyhanlı daki bombalamalarda hayatını kaybeden evini barkını çoluğunu çocuğunu kaybedenlere kolu bacağı parçalanarak sakat kalanlara neden ağlamadınız?

Hayret ki ne hayret; her şeye her fırsatta salya sümük ağlayan, “ağlayan adam” acı ama gerçek maalesef bunların bir tekine ağlamamış bir tek damla gözyaşı dökmemiştir.

***

Daha ağlanması hatta kahrolması gerekenlere hiç üzülmediğini, ağlamadığınızı tek tek yazabilirim ama bir ikiyüzlülükler midemi bulandırdığı, siyasetten ve siyasetçilerden iğrendirdiği için yazmayacağım.

Belki kendi seçmenleri farkın da değiller ama “muhalif” ve aklı başında olan herkes her şeyi biliyor, görüyor,

Kimin ne “mal “olduğunu da…

İktidarın özellikle Mısır için neden ağladıklarını çok iyi biliyorum ben, yakında yazacağım…

***

Maalesef dünyada siyaset adamlarının gözyaşlarının, dini sömürülerinin “OY’a” tahvil edildiği tek ülke Türkiye’dir.

Ancak; AKP’li lerin tamamının bu dönemin kıymetini iyi bilmeleri lazım, ağlayabildikleri kadar ağlasınlar çünkü bu onlara verilen son fırsattır, bu ülke bu millet aynı hataya bir daha asla düşmeyecektir…

Yürek dolusu sevgi ve saygılar efendim…

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..