Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '07

 
Kategori
Mizah
 

Şimdi çocuklar daha da harika!

Şimdi çocuklar daha da harika!
 

Işıklar içinde yatsın, sevgili Aziz Nesin’ in çok sevdiğim kitaplarından biriydi “Şimdiki çocuklar harika” adlı kitabı. Kaç kez okudum anımsamıyorum, her seferinde daha da çok gülerek. Öyle güzel yakalamıştı ki çocukların cinliklerini, o zaten insanların ve olayların en güzel, en ince, en komik, aslında bazen en acı yanlarını bulup çıkarma ve yazma ustasıydı, o tüm bunları yazabildiği için Aziz Nesin’ di zaten. Yaşıyor olsaydı, eminim tüm vaktini alacak ne kadar çok şey bulurdu yazacak. O kadar olay görüyor ve yaşıyoruz ki her gün, ”tam Aziz Nesin’ lik” dediğimiz. Onun gibi yazabilmek benim için bir hayal biliyorum ama, yaşadığım iki komik olayı yazmadan önce onu hatırladım ve bunu paylaşmak istedim, büyük ustayı saygıyla anarak…

SEVGİLİLER GÜNÜ HEDİYESİ

13 Şubat günü, babası apartman görevlisi olan beş yaşındaki Ayşe’ yi annesi yanına çağırmış ve, Babana benim söylediğimi söyleme ama, git sor bakalım “sevgililer günü” nde bana ne alacakmış? Ayşe koşa koşa gidip, kapı önünde oturan babasına sormuş, Baba, yarın sevgililer günü anneme ne alacaksın? Baba şaşırmış ve hiç düşünmediğini söylemiş. Ayşe bu yanıtı annesine iletmiş, ama annesi ısrarlıymış bu konuda ve Ayşe’ yi yine görevlendirmiş, Git babana de ki, ”baba herkesin cep telefonu var annemin yok, anneme bir telefon alsana hediye olarak”. Ayşe bu öneriyi kendi fikriymiş gibi babasına söylemiş, baba ters ters bakmış Ayşe’ ye, biraz da “ la havle vela ” çekerek başını sallamış, yanıt vermemiş. Ayşe umutsuz, annesine gelmiş, Anne “aradığınız numaraya ulaşılamıyor” demiş.

Yorum:Son zamanlarda, sevginin değeri hediyelerle ölçülmeye başlandı, tüketim için araç haline getirildi en güzel en anlamlı günler, ve artık her kesimden insan da bu “tüketim” çılgınlığına katıldı, maalesef.

BİR HAVALE OLAYI

Ev misafir doluydu, sadece bir oda bir mutfaktan ibaret olan evde altı kişilik ev ahalisi dışında tam on kişi daha vardı. Aralarında bir dayanışma grubu kurmuşlar, herkes belirlenen bir miktar parayla toplantıya geliyor, çay simit ikramı yapılıyor, paralar ev sahibine veriliyor, ev sahibi de o toplu parayı ihtiyacı için kullanıyordu. İhtiyacı acil olanlara öncelik tanınıyordu. Böyle bir toplantı sonrası evin annesi oldukça yorgun ve gergindi, çocuklar da hiç akıllı durmamışlardı misafirin yanında, kendisi bulaşıkları yıkarken çocuklar aralarında kavgaya başladılar. O kadar sinirliydi ki anne, çocukları bir güzel dövdü, ama ne dövmek! Her biri bir köşeye çekilip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladılar. İlle de ilkokul bire giden Furkan, hınçla, öfkeyle ağlıyordu, haksızlığa uğradığını, hiç suçu olmadığını söyleyerek.Misafirleri geçiren baba içeri girince durumu gördü , Furkan’ın çok ağladığını görünce , kucağına alıp teselli etti çocuğu , kendince; ”aman paşa oğlum niye bu kadar ağlıyorsun, sen de annene vursaydın bir tane”. Furkan burnunu çeke çeke yanıtladı babasını; -Ben ona vurmam, ben ona vurmam hiç, ben onu Allah’ a havale ettim, o vursun ona!

Yorum:Çalışanlar kazanıyor, 6 yaşındaki çocuğa bu zihniyeti yerleştirmek çok kolay olmasa gerek. Sevgili Aziz Nesin olsaydı neler yazardı kim bilir bu olay üstüne…

 
Toplam blog
: 98
: 742
Kayıt tarihi
: 24.06.06
 
 

Okuyan, gözlemleyen, yorumlayan, öğrenmeye ve öğrendiklerini uygulamaya çalışan; doğayı, insanları, ..