- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Sinmeyin - Konuşun
Sinmeyin - Konuşun
Sinmeyin bunun kimseye faydası olmuyor. Buna inanın. İnsan gençken anlamıyor. Hele bizim kuşağımızdakilere sessiz olmayı, kabullenmeyi, itiraz etmemeyi, utanmayı öğrettikleri için, itiraz etmek çok ayıp, itiraz etmek çok kabalık saydığımızdan sindikçe siniyorduk. Kim ne derse eyvallah.
Oysa yaş ilerleyince farklı olunuyor.
Bir bilir kişi demiş ki, yaşlılığın en büyük hediyesi umursamamak. Ne kadar doğru. Açıkça umursamıyorsunuz. Canınızı sıkan bir şey olduğunda eskilerde, kırk kere düşünür, acabalarla aklımızı yorar, yok – yok diyerek vazgeçer kendi kendimize eziyet ederdik. Yaş ilerliyor ve diyorsunuz ki, yeter artık yeter.
Anında söylemek!
Bu ne büyük bir özgürlük.
Bayağı bir saadet.
Tabi bu hadsiz olmayı gerektirmiyor.
Saygının küçükten büyüğe olması gerektiğine inanırım fakat büyüğün de küçüğe saygı duymasını şart koşarım. Bilirim ki sevgiyi saygı güzel bir hale getirir. İkisi bütündür. Biri eksik olduğunda yıkılır.
Ne yapalım yani, o genç ben ona her şeyi söyleyebilirim. İstediğimi yapabilirim. Yok anlatmak istediğim asla böyle bir şey değil.
İfade etmek istediğim kendine daha bir güvenmek, daha cesur olmak, daha az utanmak, daha bir gülümsemek.
Hangi yaşta olursanız olun, özgür olmak güzel sadece fütursuz olmak çok tehlikeli…
Elbette cesur olacağız derken hiç çekinmeyeceğiz demek istemiyorum.
Yerine göre, kişiye göre, zamana göre hareket etmek gerekli diyorum.
Siz gençler bizim gençliğimizdeki gibi içinize dertlerinizi atmayın, konuşun diyorum. Ama asla ve asla saygısız olmayın. Düşünün bizler saygısızlık yapmıyoruz, siz gençlerin ne haddine…
Nazan Şara Şatana