Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '10

 
Kategori
Yurtiçi Tatil
 

sinop yolculuğum

sinop yolculuğum
 

kaç vakittir yolda oldugumu bilmiyorum...

doğrusu hiç saate de bakmadım şu vakte kadar moralim bozulmasın diye. Çünkü bir gün öncesi sabah 9'dan bu yana yoldayım..

otobüs full, ama "çıt" çıkmıyor... herkes yorgun, bitkin.. yol kenarındaki kilometre tabelalarını takip ediyoruz.. buna ragmen şoförümüzün maaşallahı var kanlı-canlı.. dipdiri...

hava kapalı...

yan iki koltukta ta Antalya'dan Sinop'a tatile giden anne-oğul oturuyor.. ilgim daha çok onların üzerinde. Çocuk 9-10 yaşlarında bayagı tombiş.. gözleri yarı açık, koltuga epey yayılmış bir vaziyette uyukluyor.. böyle uyuyanı da ilk kez gördüm.. uyur-uyanık gibi birşey. Bir arkadaşımın da gözleri açık açık vaziyette uyudugunu eşi tarafından ögrenmiştim ama hiç şahit olmamıştım. İlginç..

Çocugun üzerinde siyah bir atlet ve gri bir şort var. bacakları binlerce sinek tarafından ısırılmış sanki.. kolları da aynı vaziyette.. fakat yanık tenine hayran kalmamak elde degil.. annenin de fiziksel olarak çocuktan pek bir farkı yok. atlet-şort-parmakarası terlikler... yolculuk için gayett uygun.

ve hızlı hızlı çekirdek çitliyor, sanki kabuklarını bir yere yetiştirecekmiş gibi. bu da onun epey sıkıldıgının işareti. asabi bi hareket gibi geldi bana her nedense. otobüs mis gibi çekirdek kokuyor.. çekirdek çitlemeye başladıgı zaman dönüp bi avuç da bana verecekmiş hissini duydum ama asla buna yeltenmedi.İlk mola yerinde ben de bir "çitlembik" alacagım diye kendi kendime söz verdim.

sonra çocuk birdenbire gözlerini açtı. "torba anne poşet anne, anne poşet..." diye bağırdı.... anne çekirdek torbasını nereye koydugunu bilemez halde (yere attı galiba) telaşla poşeti açtı. sonrası malum.. bak(a)madım tabii.

Çocuk işini bitirince, ağız dolusu;

- Sinop'a gidince dövcem bu otobüsü" dedi, yanaklarını şişire şişire. gülümsedim:) anne-oğul sarıldılar birbirlerine. anne oğlunun kulağına "az kaldı oğlum sabret" gibi laflar etti..

otobüste olmaktan bıkmış o da belli.. Antalya-Sinop arası da az degil hani.. sonra kalktı, şoförün yanına yere oturdu.. Sinop'a ne kadar kaldıgını, daha çok gidip gitmeyecegimizi, sıkıldıgını, Sinop'a gidince otobüsü döveceginden falan bahsetti. şoför kahkahalarla güldü bu söze.

gayrı ihtiyari dışarıya baktım.... öyle bir viraj döndük ki, sonrası tablo gibi..

sanki başka bir aleme girmiştik. yeşillerin üzerini bembeyaz bir tül kaplamıştı sanki.... bembeyaz bulutlar uçuşuyordu, dalga dalga dağılıyordu rüzgardan ta aşağılara kadar...

o tül ile beraber daha bir buğulu , ve daha bir utangaç bakıyordu şimdi dağlar.. tül aralanınca daha ne güzellikler ortaya çıkacaktı kimbilir ama; böyle de başka bir güzeldi doğrusu. önümde tüm güzelliği ve tüm haşmeti ile beraber dimdik duran, uzanan, dumanlı, birbirinin içine geçmiş, vadili, ovalı yemyeşil dağlara hayran hayran baktıgımı görünce ;

- muhteşem degil mi? diye sordu, gururla... hemen yukarıdaki aynadan bana bakarak.. gülümsüyordu..

yediği balıkları inkar etmeyen, sağlık fışkıran kıpkırmızı yüzü ışıl ışıldı.. hafif kemerli burnuyla beraber "ben karadenizliyim" diye bağırıyordu. gurur duymakta da haklıydı, tarifi olanaksız muhteşem bir güzellikti önümüzdeki..

-evet yaa... dedim, hayranlık dolu bir ses tonuyla.. gerçekten de muhteşem!.. ilk kez mi geliyorsunuz? diye sordu, "evet, ilk kez" dedim.

-Sinop'umuz çok güzeldir.. gezdikçe bunu daha iyi anlayacaksınız.. şimdi yagmur var.. şans işte,dedi üzüntüyle. önceleri damla damla olan yağmura silecekler yetişemiyordu şimdi..

- yoo olsun, hiç önemi yok! böyle daha da güzel görünüyor renkler, dedim.. kafa salladı... evet, her şekilde güzeldir" dedi.. - müsait olursanız Gerze'ye de gelin buyrun, orayı da çok seveceksiniz eminim,dedi.

-inşallah,dedim.

uzun yolculuklarda böyle olur genellikle... şoför, yolcular ve muavin arasında garip bir bağ oluşur.. otobüsten inildiği zaman eski bir dosta veda ediliyormuş hissi gelir oturur insanın üzerine:)

***

Nihayetinde ben de yanımda oturan çocuk gibi Sinop'a vardıgımızda otobüsü dövecek durumuna geldim galiba.. bu uzun yola ilk kez karadeniz yolculugu yaptıgım için katlandım... yaylaları, yayla evlerini, dağlarını, görmediğim duymadıgım köyleri, ilçelerini görmek içindi bunca zahmet..

****

içine girdiğiniz dünyayı keşfe çıkarken, insanın aklına yol boyu çekilen sıkıntılar gelmiyor bile..

.

 
Toplam blog
: 319
: 1390
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

"Ben; hiç yalnız kalmadım... Kalabalık bi ailede yere atılan yataklarda Yan yana, baş başa, el el..