- Kategori
- Kültür - Sanat
Sinope'nin Yolculuğu

5.Dünya Su Forumu, 16-22 Mart tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirildi. Su Forumuna olaylı protestolar, gösteriler ve sloganlar damgasını vurdu.
5. Dünya Su Forumu’nda, BM tarafından üçüncüsü yayımlanan Dünya Su Kalkınma Raporu da açıklandı. Rapora göre 2030 yılında 5 milyar kişi yeterli suya ulaşamayacak. Afrika’da 340 milyon kişinin temiz suya ulaşmakta zorluk çektiği, günde 5 bin çocuğun yani her 17 saniyede bir çocuğun ishalden öldüğü raporda yer alan ilginç tespitlerden sadece birkaçı. Rapor, bu özet haliyle bile endişe ve kaygı verici aslında. Durumun ciddiyetini raporlar belgeliyor mu? Evet. Yeterli oluyor mu? Hayır. Çünkü bizler “gösteri çağının çocuklarıyız”… İşte bu noktada geçenlerde ‘Sinope’nin Yolculuğu’ isimli bir film izleme imkanım oldu. Uzun falan değil hani şu kısacık ama etkisi çok fazla olanlardan, hani yedinci sanat diye bahsedilenlerden…
Suyun şiirini anlatan bu film, Akbank’ın sponsorluğunda gerçekleştirilen 5. Kısa Film Festivali’nde belgesel dalında en iyi film seçildi. Filmin gösterim hakkı Akbank’a ait. O yüzden yayınlayamıyorum. Filmde bahsedilenleri ise aynen aktarıyorum sizlere:
Sinope’nin Yolculuğu
Farkında olmadan sürgünde yaşıyorlar.
Gelişmek çürümek midir?
Yığılmak yenilik midir? Her şeyi tükettiğini sanan insan hiçbir şeyi tüketmiyor aslında…
Çağır beni kaynak, yol ver bana toprak.
Suyun berrak aktığı yere gitmeliyim. Doğa, kent için uzağındaki bir manzara.
Sular, eksildikçe eksiliyor. Bu miras hayatın kendisidir. Bu kadar mı hoyrat olmalı her şey?
Bekle beni su, güç ver bana toprak… Çağların içinden size insanlığı göstermeye geldim.
Su hayatın içine akar, besler, büyütür, geliştirir. Hayat, geçmişi suyun üstünde taşıdı geleceğe.
Hayat, bir yolculuktur ve ulaşılacak son arınarak yine kendine dönmektir.
Suyun gücü neye yetmez ki…
Filmin yönetmeni Ali Canlar arkadaşımı tebrik ediyorum…