Sion Fener'e hafif geldi

Daum’un Alex’siz bir B planı oluşturması gerektiğini daha önce belirtmiştik. Fakat görüyoruz ki Daum’un bu planı Deivid ile uygulama ısrarı takımı 10 kişi oynatma sıkıntısına sokuyor… Geçen maçta olduğu gibi yine Deivid’in zayıf halka olarak göze battığı bir karşılaşmada 62. dakikada oyundan almak zorunda kaldı onu Daum. Spiker söylemedi ama çıkarken suratındaki ifade sanki sakatlanmış da çıkıyor gibi bir ifadeydi. Sonuç olarak Alex’in düzelmesini beklemek zorundayız ama o düzelene kadar Deivid’siz bir kurgu yapmalı Alman Hoca. Ayrıca Alex’sizlik belli ki Guiza’yı da vurmuş durumda… Nazar mı değdirdik bilmiyoruz, Guiza bu sene çok farklı dedik ama bugünkü maçta kaçırdıkları ve ayağında top tutamamasıyla bizleri oldukça şaşırttı okçu… Üstelik Deivid’le de küskün kardeşler gibiler... Ama yine de asisti ustacaydı.

Alman Hoca’nın dikkatimizi çeken ikinci tercihi ise Deniz ve Lugano’lu geri ikilisiydi. 2009-2010 sezonunda bir ilki, Avrupa vizesi öncesi üstelik deplasmanda yapmış olması bizi oldukça şaşırttı. Lugano’nun takıma girmesini anlayabiliyoruz ama Önder’in performansının arttığı bir noktada böylesi bir değişikliğe gerçekten ihtiyacı varmıydı bilemiyorum. Ancak ne hikmettir ki, sanki futbol tanrıları Daum’un yanlışını Deniz’in arka adalesini çekerek düzeltip Önder’in yeniden oyuna girmesini sağlayarak düzeltiler. Bu arada Aragones'in kulakları çınlasın, Daum geldi adaleler birer birer gidiyor. Geçen sene oldukça hamlamış bu adaleler...

Şüphesiz Fenerbahçe seri başı olarak katılacağı Avrupa Ligi’ne kendisinden çok daha zayıf bir rakiple oynayarak adım atacak. Fenerbahçe’den ve Daum’dan beklediğimiz rakip ceza sahası önünde dönem dönem bizlere sunduğu sambavari paslaşmalar gibi keyifli hareketleri top rakipteyken de o paslaşmalardaki gibi arzulu ve istekli yapabilmeleridir…

Santos ile bulduğu gol, o çok güzel paslaşmaların bir ürünü iken, bu kadar zayıf bir rakibe birçok gol pozisyonu verilmesi de bir o kadar düşündürücüdür…

Şüphesiz bunda Guiza gibi, Deivid gibi, Santos gibi, Kâzım gibi top rakipteyken rakibe fazla pres yapmayı sevmeyen, daha çok topla haşır neşir olup bireysel becerilerini sunmayı seven isimlerin bol olması da bir etmen…

Fenerbahçe’nin elinde henüz ayağına top değmeyen Topuz gibi, Özer gibi, Semih gibi kaliteli isimleri var. Bu isimler dinamizmleri ve gençlikleriyle takımın ihtiyacı olan enerjiyi katacaklardır. İşte o zaman Fenerbahçe şimdikinden bir vites daha ileride olacaktır…

Bugünkü maçta öne çıkan isimlerden ilki şüphesiz geceyi “one man show” a çeviren Kâzım oldu. Kâzım’ın Avrupa maçlarında daha bir başka konsantrasyonla oynadığını gerek milli maçlardan gerekse de Fenerbahçe’de görmeye alıştık… Dönem dönem rakiple kedinin fareyle oynadığı gibi oynayıp delirtiyor. Kâzım’ın birde ara sıra kendi dünyasından çıkıp, daha çok takım için oynayabildiğini görebilirsek benim ona ilk geldiğinde küçük Anelka deyişimi haklı çıkartacak.

Takım için oynamak deyince bu maçta aklıma gelen diğer isim ise Semih oluyor. Daum’un genç ! Semih’i, yada nöbetçi golcüsü 2.golde bir Avrupa Kupası maçında 1 gol’ün ne kadar önemli olduğunu hatırlatırcasına ve laubalilikten uzak ve bir kaptan sorumluluğuyla o pası arkadaşına çıkarmasını bildi. Kaç futbolcu bunu yapabilirdi. Bravo Semih…

Semih Daum’un Alex’siz takımında, Deivid’in yerine bir alternatif olabilir mi ? Bu sorunun cevabını önümüzdeki hafta alacağız.

Volkan’ın da her geçen gün form durumunu arttırması ve bir maçı daha gol yemeden kapatması hem takımı cesaretlendiriyor hem de bizleri gelecek adına daha da umutlandırıyor. Eğer Avrupa’da bir maceraya atılıyorsanız ve kaleciniz kötüyse hiç heveslenmeyin. Volkan Fenerbahçe’ye güven veriyor.

Yıllardır kombine alıp maçlara gitmemdeki en büyük nedenlerden biride maçı statda kendi gözlerimle seyredip yorumlayabileceğimi bilmemdir. TV’lerde her ne kadar Avrupa kupası maçı da olsa Spikerlerden artık bu tip maç anlatmalarını istemiyoruz. Bazen şaşırıyorum ben başka maçımı seyrediyorum diye… “Fenerbahçe müthiş oynuyor, keyif veriyor yok böyle bir şey” dedikçe, Sion’lular gol için yükleniyorlardı…

Fenerbahçe iyi yolda ve daha iyi olacak.

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

20 Ağustos 2009