Diyarbakır'da tekmeler konuştu. Teknik kazandı.

Diyarbakır’a daha önce de gelen Fenerbahçe o zamanda sahaya atılan kaya parçalarıyla karşılanmıştı. Hatta daha da ileri gidilmiş sahanın dışından içine taşlar yağmıştı… Kanlar içinde kalan seyirciler ise hala hafızalarımızda…

Diyarbakırspor yıllar sonra döndüğü ligde bu sefer tribünden atılan taşları yeterli bulmamış olacak ki, Ziya Doğan’ın tekme tokat futbol anlayışı ile bütünleşmişti… Üstelik ve maalesef ki, oyunun hakimi olması gereken hakem ise sahada yaşanan bu tiyatroya kötü bir seyirci olarak eşlik etmekteydi… Ziya Doğan’ın futbol anlayışı bu olmamalı…

Futbol’un lanetlendiği bu gecede Fenerbahçeli futbolcular için söylenecek tek şey geliyor aklıma; o da futbol’un bir takım oyunu olduğunu hiç unutmamaları… Şayet tüm futbolcular taşın altına aynı anda ellerini sokabilirlerse başarılar daha kolay gelecektir sarı lacivertliler adına… Bu gece bazı isimlerin diğer oyuncular kadar sorumluluk almadıklarını gördük hep beraber…

Belli ki oyunun başında rakibin sertliğinden etkilenen oyuncular mevcuttu. Bu anlarda Fenerbahçe’de Emre, Gökhan, Semih ve tekniği ile Dos Santos ve ikinci yarıdaki etkili oyunu ile Kâzım direnmeye çalıştılar inadına… Diğer oyuncuların figüran olmalarına Daum’un izin vermemesi gerekir… Şartlar ne olursa olsun bırakılan puanlar altın değerindedir. Bunu en iyi Denizli’de 2 puan değil, şampiyonluğu bırakan Daum bilmelidir.

İçimden gelmiyor ama teknik anlamda birkaç şey söylemek gerekirse geride Bilica maalesef Fenerbahçe’nin halen en sakar adamı görüntüsünde… Daum’un Önder’i kesme inadı nedense devam ediyor… Fenerbahçe’nin yediği golde başrolde yine Bilica vardı, Volkan’la birlikte. Hayalini kurduğumuz Lugano Bilica’lı arka taraf şimdilik uyumsuz gözüküyor. Devamlı arka tarafa rakip forvetleri kaçırdılar Bilica menşeili hatalarda…

Diğer konu ise Guiza’nın 2-3 maç bize gösterdiği iyi oyunun aslında bir yalan olduğu gerçeği… Nasılda kanmışız oysa… Guiza yine bildiğiniz gibi… Ne top tutabildi, ne dağıtabildi ne de adam geçebildi…Daum onu da 90 dakika sahada tutmayı başardı…

Maçın en güzel hareketi ise, klasik Fenerbahçe paslaşmaları (sanırım 9 pas) ile atılan Gökhan’ın golü…

Yazılarımda çok hakem yazmadığımı değerli okurlar bilir. Ama içimden şöyle bir şey geçti bu maçta. Keşke birilerin yetkisi olsa da oyun içinde hakem de değişebilse. Mesela Suat Arslanboğa oyundan çıksaydı da yerine 4.hakem Bünyamin Gezer girseydi.

Güzel olmazmıydı ?

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

24 Ağustos 2009