Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

31 Mart '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sır saklamak... (Sır saklamak, sırdaş olmak zordur)

Bana göre “ilk aşkların” tamamı, yaşayanlar ayrılmışsa hayatları boyunca saklayacakları en büyük sırrın da sahibi olmuşlar demektir…

Sırdaş olmak sır saklamak çok kolay değildir. Dünyanın en zor şeylerinden biridir.

İnanın herkes sırdaş da olamaz sır da saklayamaz…

Ama düşünsenize insanın dertlerini sorunlarını duygularını acısını sevincini rahatlıkla paylaşacağı, yanında her zaman birinin olacağını bilmesi kadar güzel bir şey var mı?

Sırdaş olmak dost olmanın diğer yarısıdır.

Birine güvenmek, kendini çıkmaz sokaklarda hissettiğin zamanlarda yanında olacağını kuvvetle hissetmek ve olmasını istemek, bir elin öteki eli olmak müthiş hatta mucize bir şey…

İsteyen buna “arkadaşlık” ister dostluk ister aşk desin ne derse desin. Yani hemcins de olabilirsiniz karşı cinsten de…

Karşı cins denilince akla hemen “aşk” gelmemeli; arkadaş, candan dost olunması da yadsınmamalı, daha ziyadesiyle de mümkündür…

Genelleme yaparsak karşı cinsler arasında yaşanan aşksız ama sevgi dolu yalın ve güven dolu arkadaşlıklar dostluklar olağanüstü güzelliktedir…

Oldum olası halkımızın arasında genel bir kanı vardır; Ateşle barut yan yana durmaz. Neden durmayacakmış, bizim gençliğimizdeki arkadaşlarımızla hep yan yanaydık hatta damlarda birlikte uyuduk kızlı erkekli. Çok güzel arkadaşlığımız dostluklarımız var ömür boyu tadına doyamayacağımız, o günlerdeki arkadaşlarımın hepsiyle gurur duyuyorum…

Birbirimizin çok sırrını paylaştık hatta çok sır olacakları birlikte yaşadık. Güven duygusu vardı hepimizde sapla samanı karıştırmadan…

Çok arkadaşımızın, ailelerin, dostumun hafızamdaki sırları benimle birlikte mezara gidecek kimsenin kuşkusu olmasın, bana dair olanlarında, arkadaşlarımdan eminim…

Bir değerli yazar dostum geçenlerde bizim sırdaşlığımızın yerini şimdi psikologlar aldı galiba, çünkü kimse kimseye sırını anlatmıyor onlara anlattıkları kadar, diyordu. Haklı ama arkadaşın dostun sırrınızı bilmesi güven duygusuna bağlı olduğundan yanı başınızda bir kuvvet, kale, kalkan gibi görünür ama psikologlar öyle değildir.

Parasını vizite ücretini verdiğiniz kadar yardımcıdır…

Şöyle bir düşünüyorum da acaba eskiden birbirimize daha fazla mı güven duyuyorduk, ya da başka bir deyimle etrafımızda güven veren insanlar mı vardı hep?

Düşünüyorum da koca koca ordular, devletler, istihbarat birimleri sırlarını saklamak için büyük yatırımlar yapıyor kişiler yetiştiriyor tesisler kuruyor, ama sokaklarda bu sırlara sahip insanlardan biri yürüyor mutlaka.

Teknolojik sır saklamaların,  insanın gerçek dostunun sırlarınızı mezara götüreceğini bildiğinizde ne kadar yetersiz kaldığını düşünebilirsiniz. Teknoloji de sırrın sonu “şifrenin” bilinmesine kadar, mezara kadar mı sizce?

Yani sır tutmak “sırdaş” olmak ve mezara kadar sırrı saklamak hiç de kolay bir şey değil…

Temelinde tamamen güvene yani karşılıklı güvene dayalı bir duygu paylaşımı. Karşı tarafa güvenmek güven duyulduğunu bilmek için yüreğimizden kalbimizden beynimizden bir parça veriyoruz bence…

O size getiriyor sırrını koy oraya diyor, siz gidiyorsunuz benim içi saklar mısın diyorsunuz, güven tam ise korkacağınız en ufak bir şey yoktur…

Doğru kişiyi bulmak çok önemli, aslında bakarsanız sır tutmak her insanın yapısına ruh haline ve yaşam kapasitesine bağlı…

Her kişinin kendince bir sır değeri vardır, önemli olan aynı değerlerde mutabık kalmaktır. Bilir ki insan bildiği sır karşısındaki için sıradan bir bilgi değildir.

Sırrın ve sırdaşlığın önemini bilmeyenler için bu bilgilerin zerre kadar önemi olmayacaktır. Ne var bunda saklanacak şey mi diye düşünebilir, sizin için ruhen bedenen fikren kalben ne anlam ifade ettiğini anlayamazlar bile…

Günümüzün dostlukları aşklar artık sırlara gebe mi bilmiyorum ama otobüste toplu taşıma araçlarında trenlerde metrolarda giderken cep telefonlarıyla yapılan konuşmaları duyunca emin olun sırdaşlık diye bir şeyin kalmadığını düşünüyorum…

Öyle şeyler anlatılıyor öyle şeyler konuşuluyor ki, tamamı resmen “sır” olmalı ama alenen herkesin duyacağı ses tonuyla ve utanmadan arlanmadan sıkılmadan anlatılan cinsten…

Hoş devletimiz de artık aynı durumda “devlet sırrı” diye bir şey vardı eskiden şimdi neyin sır neyin sır olup olmadığını bilen de yok kabul eden de…

Her şey meydan da sadece “aptal” yerine koyma ve tren öküz ilişkisine vurgular var, o kadar…

Onlarca yüzlerce bu konuda deyiş var moralini bozacak, sır verdirmeyecek sırdaş olma diyecek, boş verin onları, yüreğinizin dediğine bakın yeter.

İyi pazarlar!

Erdoğan ÖZGENÇ 

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..