Sıradışı hareketler bunlar

Son oynadığı üç maç, Fenerbahçe Takımı ile ilgili tüm yargıları/ önyargıları değiştirmeye yetmişi. Ülkemizin de ne denli tezatlar ülkesi olduğunu gösterdi bence. Lyon, Manchester United, Barcelona, Real Madrid, Liverpool gibi takımlar üst üste bir takıma iki defa yenildiğinde kıyamet kopmaz belki ama çok ciddi anlamda sorumlular aranır. Bizde sorumlu arama yöntemi farklıdır, insanların yaşlı olması, kanımızın ısınmaması yeterli sebebepler olabilmektedir, sezon boyunca asıp kesmemiz için.Bu anlamda Kocaeli beraberliğini son dört maçının üçünde kazanan birinde de berabere kalan Fenerbahçeiçin kayıp olduğunu söyleyemeyiz.

Sivasspor güzel futboldan uzak sadece mücedaleyle ve buzla kaplı sahasında almış olduğu puanlarla bugün için ligin tepesindedir ama kendisinden çok daha kötü durumdaki Fenerbahçe'ye yenilince basınımızda düşük dozlu tepkilere yol açar. Tersini düşünelim, Fenerbahçe yerden yere vurulurdu netice itibariyle Kocaeli beraberliği tekrar eskiye dönüş borazanlarına fırsat verdi.

Bülent Uygun geçtiğimiz Sivasspor-Ankaraspor maçında öfke patlaması yaşadı, basın bunu sadece hakemle ilişkilendirdi ancak hakem son saniyede; ikiye bir pozisyondaki Ankaraspor'un atağını keserek maçı birtirdi, buna kimse öfkelenmedi ve manşetlere taşınmadı. Aynı gün sahada Aykut Kocaman 'ın güvenerek formayı verdiği henüz 19 yaşındaki Umut Sözen güzel bir gole imza attı bu da basında yer almadı.

Kayserispor-Fenerbahçe maçında kırmızı kart gören kaleci Volkan, bunu daha öncede yaptığı yönündeki haberlerle eleştrildi ancak Volkan'a yedi dikiş atılmasına sebep olan sözde futbolcu için kimse "kalecinin boğazına doğru tabanla girdi" demedi. Her zaman yerdeki futbolcuya kart gösterilmediğini söyleyen LigTV bu sefer bunu göremedi zira maçın hakemi kırmızı kartı yerdeki kaleciye gösterdi. Fakat maçtan sonra kalecinin ayağa kalkamadığına ve kartın gösteriliş şekline de kimse değinmedi.

Tolunay Kafkas'ın Roberto Carlos gibi bir dünya yıldızına yaptığı hareketi hiç kimse eleştirmedi ancak kırmızı kart pozisyonunda Carlos'un, hakemi işaret ediş şekli gündeme taşındı. Çirkin olan hareketi yapan kişiye ise hala teknik direktör deniyor. Oysa Trabzonspor'da oynadığı zamanlarda Roberto Carlos'dan imza bile alamayacak durumda olduğunu unutmuş gibiydi.

Kayserisporun son yedi maçında sedece bir galibiyeti, üç mağlubiyeti ve de üç beraberliği var buna rağmen teknik direktörleri! keybedilen puanların açıklamasını yapmak için kameraların karşısına çıktığı her maç sonunda "Kayserispor bu sene böyle ama seneye daha iyi olacak" diye garip ve mutat bir açıklama yapıyor. Neden? Aslında bu sorunun cevabı çok da umrumda değil ancak bu cümleyi Aragones'e söyletirmiydi spor basınımız? Skibbeye bu şansı tanıdılar mı? Peki Aragones yedi maçın sadece birinden üç puan alabilseydi ne olurdu?

Spor basınımız Emre Belözoğlu'nun yaptığı hareketi, hemen yorumladı ve hep bunu yapıyor diye lanse etti, ancak Emre'yi yere yıkan ve oyundan çıkmasına neden olan Cangele ile ilgilenmediler.Neticede Emre bir hafta ceza aldı. Ancak MHK nin başındaki şahıs geçmişini nasıl düzeltemeyecekse Türk Futbolunun temiz geleceğinde de bir o kadar zor yer alacaktır.

Bu tarz örneklere çok rastladık ve rastlamaya da devam edeceğiz gibi. Önemli olan taraf tutarken de eşit bakabilmek ve haklıya hakkını verebilmektir. Yoksa "bir baltaya sap olamayanların, bir sapın ucuna kazma olduğu" bu lige katlanmak zorunda kalacağız.

Son olarak eklemeliyim ki futbol dünyamızda yaşananların çoğu trajikomik hadi hepsine gülüp geçelim ve modaya uyarak buyrun hep beraber; "hey coach, fu.k off"...