Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '10

 
Kategori
Yolculuk
 

Siste yolculuk..

Siste yolculuk..
 

Dün gece geç vakte kadar evlerinde kaldığımız kuzenim ve eşi geceyi evlerinde geçirmemizi istemelerine rağmen, "15 km.lik yol, bir şey olmaz" diyerek yola çıktığımızda sisin bu kadar yoğun olduğunu tahmin etmiyordum. Çıkış noktamızdan varacağımız noktadaki yollar, ıssız dar ve virajlı idi. Bu yoldan defalarca gittiğimden yolu ezbere bildiğimi düşünüyordum. Aslında gece yolculuklarında önümde araç yokken veya karşıdan araç gelmiyorken devamlı uzun huzmeli farları kullanırım. Ancak bu defa uzun huzmeli farlar beni yanıltıyordu. Farların ışıkları önümdeki sis tabakasına çarpıp, tekrar gözüme geliyordu. Şehir içinde sis bile olsa, yoldaki ışıklar önümüzü aydınlatmamıza yardımcı oluyor, bir problem yaşamıyorduk. Ancak ışıkların olmadığı şehir dışındaki yolculuk tam bir kabus gibiydi.

Aslında çoktan İstanbul'a dönmeliydik. Ancak binanın yöneticisi olmam ve bu dönemde çatıyı tamamen aktartmam gerektiğinden, bu yıl dönüşümüz gecikmişti. Tabii burada en üst katta oturmanın da etkisi vardı.

Demek ki siste uzun huzmeli farlar değil, kısa huzmeliler yakılmalıydı. Bu defa da sadece birkaç metre ilerisini görebiliyordum. Yol çizgileri belli belirsiz halde zor görülüyordu. Sağ taraftaki kırmızı ikaz ışıklarının bir çoğu da yerinden kopmuştu. Zaten sağ tarafımız da bazı yerlerde uçurum gibi yüksekti.

Gece, yazlık sezonu da bittiğinden pek araç trafiği yoktu. Bu gibi durumlarda en emniyetli yol önümüze bir araç alıp, onu uygun bir takip mesafesinden takip etmekti ama o anda önüme alacağım bir araç da yoktu. Normal zamanda önümde yavaş bir araç görsem, sollama yaparak o aracı geçerdim ama bu durumda bir araç görsem de onu takip etsem diye düşünüyordum.

Sis su buharından oluştuğundan yollar da ıslaktı, bu gibi durumlarda mümkün olduğu kadar yavaş gitmek gerekiyordu. Bu durumlarda fren mesafesi kuru zemininkilere göre daha uzun olacaktı. Yolu iyi bilmeme rağmen Koru yolundaki sapağı son anda farketmiştim. Geniş bir kavis çizerek o sapağa gecikmiş olarak girdim. Kısa bir süre sonra da karşımda bir araç farı gördüm. Dönmek için 10 saniye daha gecikseydim, o araçla burun buruna gelecektim.

Karşıdan gelen bazı sürücüler ise dörtlü flaşörlerini yakıyordu. Aslında dörtlü flaşörler durma esnasında veya tehlike durumunda ikaz için yakılmalıydı. Bazı araçların ise sadece sis lambaları yanıyor, diğer farları yanmıyordu. Hareket halinde sadece sis lambalarını yakan araçların boyutları ise siste karşıdan gelen araçlar tarafından tam olarak algılanamıyordu. Yola çıkarken mutlaka farların sağlam olması gerekiyor. Çünkü bir farı arızalı bir otomobil gördüğünüzde onu bir motosiklet sanabilirsiniz. Bu nedenle aracın yolda hiçbir teknik eksikliği olmaması gerekiyor.

Yol boyunca da eşim yanımda devamlı dua okuyordu. Sağ salim gideceğimiz yere varalım diye. Neyse en sonunda yerleşim yerlerinin ışıklarını görünce içimiz rahatladı ve zar zor da olsa eve gelebildik.

Burada şunu önerebilirim. Geceleyin, mecbur olmadıkça siste yola çıkmayın...

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..