Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

16 Mart '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Sivri burunlu ayakkabı giyen adam

Sivri burunlu ayakkabı giyen adam
 

Kabadayı filmindeki Devran; sivri burunlu ayakkabı giyen adama çok iyi örnek. Kenan'ın oyunculuğuna şapka çıkarıyorum


Sivri burunlu ayakkabı giyen adam, kabadayı ruhludur. En azından, öyle görünmeye çalışır.

Maçoluğun, bilinen en eski örneklerindendir kendisi...

Sertliği, fiziki gücüyle birleşir kızdığında... Pek de sonunu düşünmez yaptıklarının...

Bütün davranışları, restleşme kültürü üzerine kuruludur. Ve yaptığı her şey, ölüm - kalım meselesidir onun için.

Sınırsız olduğunu düşündüğü cesaretini, olur olmaz her yerde kanıtlama peşindedir. O, her yerin en korkusuzu olmak zorundadır. Erkekliği ona bunu emreder çünkü!

Çekinme kardeş; çekinme! Her gördüğün ateşin üzerine atla! Bir bakmışsın ki, Balıklı Göl'e dönmüştür ateşin! Allah'tan ümit kesilmez ne de olsa.

Hayattaki herşey nettir onun için. Gri tonlardan nefret eder. Kadın kadın, erkek erketir. Gerisini kim ne yapsın!

Ağlamayı erkeklikten saymaz! Kadın, sade onun dediğini yapandır! Nee? " Ya çocuklar? " mı dediniz!

Erkek adamın, erkek oğlu olur! Bu da soru mu şimdi!

Kendisi okumamştır ama; evladının okumasını ister. Allah'ı var şimdi. Hocaya, öğretmene saygıda kusur etmez.

Sözünde durmaya, ölümüne adaması kendini; en sevdiğim yanıdır kişiliğinin... Arada camiye gider. Düğün derneğe de katılır.

Yüzü hep asık olmak zorundadir! Gülmeyi yakıştıramaz kendine... Sanır ki, gülerse, bir yeri eksilecek! Gülmenin insanı nasıl da güçlendirdiğini anlatamazsın ona. Boşa yorulma!

Kahvede sohbet ederken de, yatakta sevişirken de hep onun dediği olur! Lafını çiğnetmekten zerre hazzetmez. Haberin olsun isterim.

Şeriatın kestiği parmağı acımaz ama; kanunlarla da pek arası yoktur aslında. Güç, her derdin ilacıdır ona göre. Yumruk, sözsüz kanundur!

Affetmeyi sevmez. Kolay kolay affetmez. Hataya tahammülü yoktur. Yanlış yaptığında, kendine de acımaz.

Doğru ve yanlış anlayışı kendine göredir; tektir. Yanlış yapmaktan ölümüne korkar. Yanlış yapana acıması yoktur.

Sevgi, gizli kalmalıdır. Erkek adam, içinden sever! Çocuklarını uykuda, karısını kalbinde sever. Sevgiyi açığa vurmak, acizleştirir insanı... Aman haaa! Bunlar benim değil, onun düşünceleri... Sakın yanlış anlama.

Dünü bir türlü unutamaz. Güne motivasyonu düşüktür. Gelecekten umutludur; umutlu olmasına ama... Çok sevinmek gibi, umudun fazlasını da sokmaz yüreğine. Ne olur ne olmaz. Sonunda hayal kırıklığı yaşamak da var!

Yufka yüreklidir aslında. Ama o yüreği, en kalın örtüsüyle kaplamıştır ruhunun... İçini bir kendi, bir de Allah bilir! Göstermez kimseye yarasını... Canı acıdığında, dudağını ısırır. Şöyle en derinden " Ahhh! Yandım anammm! " demesi bile, yük gelir, acı verir aklına...

Yenilgiyi asla kabullenemez. Yenemeyeceğini anladığında, içine kapanır. Erkeklik gururu kırılmıştır bir kez. Ne yapsan, kendine gelemez.

Ah be dostum! Kendine bu kadar yüklenmesen diyorum. Sen de insansın.

Bırak! Kanasın yaran... Gözyaşını içine akıtma; n'olur! Anladık! Erkeksin! Erkeksin de... İnsan, yaraları kadar adam olur.

Madem adam olmaya bunca meraklısın. Bırak! İnceldiği yerden kopsun hayatın... Çünkü sen insansın. Bazen, yeniden, yeniden başlaman gerekir hayata.

Umutta, kahır da hepimiz için bu hayatta... Yeter ki sen, insan olduğunu unutma.

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır. 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara