Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Temmuz '07

 
Kategori
Haber
 

Siyaset bu galiba...

Siyaset bu galiba...
 

Seçimlere az bir zaman kaldı. Hepimizin kendine göre kafasında oluşan bir kanaat var. Sempatilerimiz, antipatilerimiz var. Falan partiden tanıdığımız eş, dost, arkadaşlarımız var. Filan partiye de biraz gıcığımız...

İstiyoruz ki bizim parti kazansın. İktidara biz gelelim. Bunun için kendi çapımızda uğraş veriyoruz, imkânlarımız ölçüsünde propaganda yapıyoruz. Eleştirilere cevaplar veriyoruz. Mensubu olduğumuz ya da en azından gönlümüzde yer eden partiyi savundukça savunuyoruz.

Bize ters gelen şeyler oldu mu, isyan ediyoruz, inkâr ediyoruz, iftiradır, yalandır diyoruz. Bir türlü partimize toz kondurmuyoruz. Bizim bu samimi çabalarımıza karşılık, listelerde yer almış, seçilmeyi garantilemiş milletvekili adayları, ellerini ovuşturup bıyık altından gülüyorlar belki.

Çalışın, çalışın... Çalışın ki gidelim şu meclise de meyveleri bir toplayalım, diyorlar içlerinden... Yani onlar bizim kadar çaba göstermiyorlar. Hele ilk sıralarda iseler...

Biz politikayı biraz takım tutar gibi sahipleniyoruz. Oysa politika biraz daha farklı maharetler istiyor. İnce hesaplara dayanıyor.

İşte size bir haber:

İngiliz Financial Times gazetesi, 22 Temmuz seçimleri öncesinde İstanbul'daki finans çevrelerinin nabzını tuttu. Buna göre ekonomi sektöründeki elit ve seküler kesim, CHP'ye oy verme eğiliminde.

Ancak CHP'nin iktidara gelmesini asla istemiyorlar. İstanbul'daki bir araştırma merkezinin başında bulunan Mahmut Kaya'nın, "Bizler CHP'ye oy vereceğiz; ama umarım iktidara gelmezler." sözlerini aktaran gazete, ticaret ve finans sektöründeki birçok kişinin AK Parti'nin tekrar iktidara gelmesini istediğini vurguladı.

İş dünyasındaki elitlerin siyasi eğilimlerini irdeleyen gazete, CHP taraftarı olan grubun siyasi anlamda AK Parti'ye güvenmediğini; ancak AK Parti'nin bütün muhalefet partilerinden daha modern olduğunu, vurguladı. Türk Ekonomi Kuruluşu Derneği'nin görüşlerine de başvuran gazete, başkan Ercan Uygur'un şu sözlerine yer verdi:

"Türk ekonomisindeki elit tabaka ile AKP arasında geçici bir anlaşma yapılmış gibi. AKP belki laiklik konusunda çok ciddi görünmeyebilir; ancak ülkenin ekonomisi ve küresel konularda muhalefet partilerinden çok daha modern bir partidir."

Okuyunca cidden şaşırdım. Fakat aklıma Yaşar Nuri hocanın söyledikleri geldi. Hatırlar mısınız, Yaşar Nuri Öztürk 2002 seçimleri sonrasında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile seçimlerin analizinin yapıldığı görüşmede “Baykal’ın iyi ki iktidara gelmedik” sözünü hatırlatarak “CHP iktidar olmak istemiyor” açıklaması yapmıştı. Bildiğim kadar da Baykal bu açıklamaya herhangi bir yanıt vermemişti.

İktidara gelmek istemeyen bir parti düşünemiyorum, ama olur mu olur. Her şey amaca bağlı. O kadar sorunla boğuşmak, milleti memnun edeceğim diye uğraşmak, sonra fincancı katırlarını ürkütüp vatandaş nezdinde itibar kaybetmek yerine, milletvekilliğinin her türlü imkânından yararlanıp hiç sorumluluk taşımamak daha kârlı bir iş değil mi?

Üstelik canının istediği zaman her şeyi tenkit etme hakkın da baki. Oh, gel keyfim gel... Konuşmak her zaman kolay, yapmak her zaman zordur.

Bu da bir nevi "politika". Daha doğrusu, politika bu. Bizimki taraftar olarak amatörce bir çırpınış. Hani berabere kalmak üzere şike yapmış iki boksörün maçında, siz sonucu önceden bildiğiniz için, seyircilerin kendini paralarcasına yaptığı tezahüratı görünce, boşu boşuna bağırdıklarını düşünür, acı acı gülümsersiniz ya, işte ben öyle bir duyguya kapıldım.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..