Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '09

 
Kategori
Siyaset
 

Siyasete bulaşmak gerek!

Siyasete bulaşmak gerek!
 

Kaynak:İnternet


Zaman zaman aklıma gelmiştir, kafama uygun bir partiye üye olsam, bazı fikirlerimi paylaşsam istemiş, her seferinde siyaset sana göre değil, kır dizini otur kızım demişimdir.

Hiç bir gruba dahil olmayı da hiç sevemedim ben zaten!

Dahil olunan her bir grubun amacı vardır, hiyerarşisi, yaptırımları, gelemem öyle şeylere ben, özgür olayım isterim, özgür düşüneyim, her çiçekten bal alayım sonra da kendi akıl süzgecimden geçireyim isterim!

Bir gruba dahil olduğumda elim ayağım, beynim bağlanacakmış gibi gelir, düşüncesi dahi içime daral getirir!

Amacı insan sevgisi ve insanın kendini geliştirmesi olan gruplara dahi dahil olmak istemedim sırf bu yüzden, kendi kendime çalışmalar yaptım, bir çok farklı gruplardan kişilerle sohbet ettim, topladım, birleştirdim, eledim, süzdüm.

Bu grupsuzlaşma yüzünden her bir yeni fikre, her bir görüşe açık kalabildiğimi düşünmekteyim…

Kişisel tercihler elbette önemlidir, ancak kişiliklerimiz ve tercihlerimiz sınanmaya başlamışsa, sonraki adımların neler getireceğini tahmin etmemek de geçirdiğimiz deneyimlere yakışmaz!

Oturduğumuz yerde, rakı sohbetlerinde vatanı kurtarmak alışkanlık haline gelmiştir ya bizlerde, hani onu bile yapmaya korkar olduk ya şu dinlenme konusundan, hani korkudan hiç birimiz bağıramıyoruz ya “Ne demek dinlenmek? Nerede insan hak ve hukuku?” Alimallah yaka paça içeri atarlar! Sebep? Hükümete karşı terör eyleminde bulunmak!

Kişisel özgürlüğüm pek mühimdir, anneliğim dahi bir yere kadardır, oğlumun da kişisel özgürlüğü olsun isterim, annemin de, dostumun da; bireysel varlığımız korunmazsa birey olarak nasıl kalınabilir ki?

En kötüsü birey olamamaktır zati, o zaman birilerine bağlı yaşarsınız ancak, dünyaya gelen çocuklarından medet umanlar onlara bağlı yaşarlar, o yüzden siyasal, dinsel, toplumsal düşüncelerini onlara aşılarlar, kaçmasın diye… Kendilerine baksın diye… O yüzden evleneceklerine karışırlar!

Birey olamayan insanlar başkalarına yaslanarak ancak yaşarlar!

Yaslandıkları kişilerin de birey olmasını işte tam da bu yüzden engellerler, gerçeği görsün istemezler, oysa her kuşun kendi kanadı vardır ve her kuş ancak kendi kanatlarıyla uçacaktır!

Özgürlüğüm bu kadar önemliyken, yok hiyerarşisi varmış, yok özgür düşünmeme psikolojik olarak engel olur muymuş diye düşünmek şımarıklığın ve aymazlığın daniskası olarak vicdan muhasebesi yaparken korkarım az bir süre sonra karşıma çıkacak!

Vicdan muhasebesi yapmayı çok erken yaşlarımda öğrendim, halbuki!

Boşuna denmemiş, her acı olay aslında muhteşem bir öğretmendir diye, yedi yaşında bir kız kardeşi on üç yaşımdayken uğurladım gökyüzüne, elbette uzun yıllar süren vicdan muhasebeleriyle boğuştum yüreğimde, hatalarım vardı, bende çocuktum, olmaması muhtemel değildi ancak bunu anlamam inanın üç-beş sene öncesine kadar sürdü!

Öyle bir şey yani bu vicdan muhasebesi!

Şu aralar kendimle cebelleşmekteyim, oturarak ahkam kesmek belki bir-iki yıl sonra yakama yapışacak bir vicdan sorunum haline gelecektir, o zaman yok siyaset beni bozar, yok şudur, budur diye bir taşın altına elimi koymamam bana pek ağır gelecektir...

Özgür olayım derken özgürlüğümden hepten feragat etmem mantık süzgecimden de bir türlü geçememektedir!...

Sonuç itibariyle, siyasete bulaşmam gerektiğine karar verdim!

Türkiye’nin neferlere ihtiyacı var, bir Nene Hatun olamasam da, Atatürk’ün izinde yürüyen bir kadın, bir anne, bir işsiz, bir özgürlük savucusu olarak taşın altına el koymaya karar verdim!

Yolum açık, aydın olsun!


Gülgün Karaoğlu
Nisan,28/09

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..