Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '20

 
Kategori
Siyaset
 

Siyasette "dostluk" yoktur...

"İTTİFAK"lar vardır...

Dostluk: Genelde, "İki kişinin birbirlerine karşı duydukları arkadaşça ve çıkarsız bağlılık" olarak tanımlanır.

Bu tanım, genelde doğrudur; ama bana göre siyasette geçerli değildir...

Türkiye'de, kimi partilerin kurdukları itifaklar ve bu ittifaklara "siyasi çıkarları" gereği sempatiyle bakan diğer parti ve grupların birliklerinde dostluk yoktur..

İttifak  ise, "dostluğa" değil, "çıkar ilişkilerine" dayanan bir birlikteliktir..

Bu nedenle, diyebiliriz ki; ne AKP'nin "Cumhur İttifakı" ne de CHP'nin "Millet İttifakı" dostluğa dayanmaz; "çıkar ilişkilerine" dayanır...

Hem dünyanın hem de ülkemizin iç ve dış siyasetinde yaşanmışlara bakınca, "hem dostlukların" hem de "itifakların" pamuk ipliği ile bağlandığının pek çok örneklerini görebiliriz.

-- Örneğin; Amerika'nın hem "dostumuz"  hem de  "müttefikimiz"  olduğunu söylerdik bir zamanlar... Bugün aynı şeyi söyleyebilir miyiz?

"Dostluğumuz"  var mı, yok mu belli değil;  "Müttefikliğimiz" ise sallanıyor... 

Hem içi siyasetimizde hem de dış siyasetimizde örnekler çoğaltabilir...

Ama, şu sözü de unutmayalalım...

Bugün, "dostumuz" dediğimiz "kişi" ve "guruplar"; yarın, bir bakmışız; "düşmanımız" olmuşlar ...Bazı birliktelikler de, "çıkar ilişkilerin" gizleyerek, yaptıkları ittifakları "dostluk" birlikteliği" olarak açıklarlar...

x

Şimdi de, Türkiye'nin günceline bakalım...

CHP 37. Olağan Kurultay'ında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "önümüzdeki ilk seçimde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız" ifadelerini kullandı...(1)

Bu dostların kimler olduğu ülke gündrmi merak konusu oldu ve çeşitli yorumlar birbirin izledi. Millet İttifak'nın, kayıtlı üyeleri 1918'de belli olmuştu; "CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi"...Ama, bu üç partinin, birlikteliği ile, İktidar olmak o kadar kolay değildir...Bunu, elbette Kılıçdaroğlu da biliyordu.

Öyleyse, bu kayıtlı birlikteliklerin -- Kılıçdaroğlu'nun deyişi ile dostlarının-- dışında başka dostları da olmalıydı. Zaten, kamuoyunun merak ettiği de buydu zaten...

 

Bunun ilk örneği, bana göre, son Belediye Başkanlığı Seçimlerinde beli olmuştu...CHP ve HDP karşılıklı desteklemeler ile çok sayıda belediye başkanlıklarını kazandılar...Hatta bazı HDP parti ileri gelenleri, "biz destek vermeseydik", CHP, "şu veya bu bu belediyeyi kazanamazdı" dediklerini, "güncel siyasi haberlerde" zaman zaman okuduk ve dinledik...

HDP'nin, sırtını Kandil'e ve PKK'ya dayadığını dünya alem biliyor; Türkiye halkının bilmemesi mümkün mü?

Bu partinin, toplantılarını gerçekleştirdiği salonlarda, ne "Türk Bayrağı'nın bulunduğu" ne de "İstiklal Marşı söylendiği" ne görülmüş ve duyulmuş değildir...

Buna rağmen,  Yerel Seçimler öncesinde, HDP'nin düzenlediği Parti Kongresine, bazı CHP'lilerin katıldığıHDP Eşbaşkanı Sezai Temelli'nin konuşmasının CHP'liler tarafından da alkışlandığı, teröristlere saygı duruşunda bulundukları, görülmüştür.(2)

Bu yazılanlara bakarsak, CHP'yi iktidara taşıyacak "dostları" arasında, HDP'nin de  olduğu söylenebilir mi?

CHP'yi iktidara taşıyacak dostları arasına "başka kişi ve grupları" da katmak mümkündür...

Örneğin DHKP-C...Kılıçdaroğlu'nun, Haziran 2017'de başlattığı Ankara-İstanbul arasındaki "Adalet Yürüyüşü"ne DHKP-C 'nin katılma isteğine "hayır olmaz" dememesini, acaba nasıl yorumlamak gerekir ?

Aynı DHKP-C, Taksim Gezi Parkı olaylarına da, diğer kimi yasadışı terör örgütlerli ile birllikte devlete ve hükümete karşı eylemlerede bulunmamışmıydı?...Bu kadarla da kalmamış ve devletin bir savcısını da öldürmemiş miydi?...Ama, buna rağmen, KIlıçdaroğlu, bu eylemci gençlerin "tertemiz alınlarında öperim" dememiş miydi?

Bu konuda, yazdığım bir blogda, DHKP-C için, "Ayıdan post, DHKP-C'den dost olmaz" diye yazmıştım.(3)

*

Bir de "Muharrem İnce" ve "Abdullah Gül"  örneğini vermek isterim...

Biliyorsunuz, en son yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Kılıçdaroğlu, "buram buram dostluk ve samimiyet" kokan bir eda ile, "Gel buraya Muharrem!" ya da "Muharrem İnce, gel bakalım buraya!" diyerek onu kürsüye çağırmış ve "Cumhurbaşkanı" adayı olarak ilan etmişti.

Aynen, daha önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğanın, "kardeşim" dediği  Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanı ilan ettiği gibi...

Eskinin bu dostları, şimdi hangi konumdalar? Birbirlerinde ayrı yollarda...

Abdullah Gül, sanırım, Kılıöçdaroğlu'nun, birlikte iktidar olacağı "dostlarım" dediği grubun, sanırım, Cumhurbaşkanı adaya...

Muharrem İnce'nin parti kurma söylentileri konuşulmaya başladığında, Kılıçdaroğlu'nun, onun için "Gitme kal" demiyeceği söyleniyor..

İşte "dostluk" bu...Tam da, "eski çamlar bardak oldu" atasözünün anlamı gibi... Ya da, "Kral öldü yaşasın kral" deyişinde olduğu gibi...

*

CHP, başka dostlar da bulabilir...Örneğin, 2020 yılında 5 yeni siyasi parti kurulmuştur.(4)

1. Ali Babacan'ın kurduğu, DEVA(Demokrasi ve Atılım Partisi

2. Davutoğlu'nun kurduğu  GP(Gelecek Partisi)

3. Aydınlık Geleceğin Partisi(AYGİP)

4. Merkez Ana Partisi(MAP)

5. Demokratik Sol Halk Partisi(DSHP)

*

Bu partiler kurulduğunda da, bunların kime yandaş oldukları çeşitli medya kanallarında ve kimi gazetelerde konuşuldu ve yazıldı...

Bu yeni kurulan partilerle, Türkiye'de toplam 86 siyasi parti olmuştur...Türkiye'nin insanı bu kadar farklı düşünceye sahip olabilir mi? Dünya'nın hangi ülkesinde bu kadar çok siyasi part vardır ki?

Bu bolluk içinde, CHP Genel Başkanı kendine "dost" seçmede hiç zorlanmaz...

*

Son sözüm, bloğumun başlığını tekrarlamak olsun:

"SİYASETTE "DOSTLUK" YOKTUR; "İTTİFAK" VARDIR"

 

cdenizkent

 

-------------------------:

(1) www.milliyet.com.tr / Siyaset Haberleri, 25-07-2020

(2) THM Haber.com.(Türkiye Haber Merkezi) / 12-12-2018

(3). Cdenizkent, "CHP'nin, DHKP-C'ye Bakış Şekli", milliyet.blog, 15 Mayıs 2019

(4) www.haberturk.com / "2020'de 5 yeni siyasi parti kuruldu" / Gündem / Politika / 10-03-2020

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..